SİYAH TİŞÖRTLÜLER, KARA GÖMLEKLİLER VE KAHVERENGİ GÖMLEKLİLER!..
177. yıl anısına hazırlanan 334 sayfalık kitapta geçmişten günümüze Türk polisinin kıyafetleri derlenmiştir. (1)
Aralarında üzerinde polis olduğunu gösteren bir işaret bulunmayan siyah tişört bulunmamaktadır.
Dolayısıyla CHP İstanbul İl Binasına giren ve partililere müdahale eden siyah tişörtlüleri (2) polis olarak tanımlama olanağı bulunmamaktadır…
***
O halde:
CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer’in, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın yanıtlaması istemiyle verdiği soru önergesinde sorduğu, “8 Eylül 2025 tarihinde CHP İstanbul İl Başkanlığı binasında bulunan ve üzerlerinde siyah tişört olan kimliği belirsiz kişiler kimlerdir?” sorusu son derece haklı ve yerindedir…
Türkiye ve dünya kamuoyu bu sorunun yanıtını beklerken, bu fırsattan yararlanarak “Siyah Tişört”ün bende çağrışım yaptığı “Kara gömlekliler” hakkında öğrendiklerimi aktarmak istiyorum…
***.
“Kara Gömlekliler” (İtalyanca: Camicie Nere) denince aklımıza Benito Mussolini’nin İtalya’da kurduğu paramiliter faşist örgüt geliyor.
1.Dünya Savaşı sonrası İtalya’da ekonomik kriz, işsizlik ve toplumsal huzursuzluk ortamında, Mussolini’nin faşist hareketine bağlı olarak 1919’da örgütlenmeye başladılar.
Üzerlerine giydikleri siyah gömlekten ötürü bu adla anıldılar.
Bu üniforma aslında savaş sonrası terhis edilmiş askerlerin siyah gömleklerinden esinlenmiştir…
***
“Kara Gömlekliler” grevlere saldırdılar, sosyalist ve komünist örgütlere, sendikalara şiddet uyguladılar.
Böylece “sokak gücü” olarak Mussolini’nin iktidara yükselmesinde belirleyici oldular.
1923’te “Milizia Volontaria per la Sicurezza Nazionale” (Ulusal Güvenlik için Gönüllü Milis) adıyla devletin resmî paramiliter gücü haline getirildiler.
Kara gömlek, disiplin ve faşist birliği simgeliyordu.
Almanya’daki Nazilerin “Kahverengi Gömleklileri” (SA) ile benzerlik gösterirler.
1930’lardan itibaren İtalya’da Mussolini’nin totaliter rejiminin sokaktaki baskı aracı olarak varlıklarını sürdürdüler.
II. Dünya Savaşı’ndaki yenilgiyle birlikte dağıldılar..
***
Kara Gömlekliler’in nasıl örgütlendiğini ve Mussolini’nin iktidarı ele geçirmesinde hangi somut olaylarda rol oynadıklarını merak ediyor musunuz?
“Ediyoruz” dediğinizi duydum!
Harika, o zaman biraz daha derinleştirelim.
Önce Kara Gömlekliler’in Mussolini’nin iktidara yürüyüşündeki kilit adımlarına (3) bakalım.
Bu adımları 3 numaralı dipnottan okuyabilirsiniz.
Okudunuz mu?
Harika!..
Gördüğünüz gibi Kara Gömlekliler hem “sokaktaki terör” hem de “rejimin bekçisi” oldular. Sokakta böyle disiplinli bir güç olmadan Musolini’nin bu kadar hızlı iktidara gelemeyeceğini taktir edersiniz…
***
İsterseniz size Kara Gömlekliler ile Alman Nazilerin Kahverengi Gömleklileri (SA) arasındaki farkları da çıkarabilirim.
Karşılaştırmalı olarak görmek ister misin?
Peki!
Kara Gömlekliler (İtalya) ile Kahverengi Gömlekliler (Almanya – SA) hem benzerlikler hem de önemli farklar taşıyor. (4)
Bunları da 4 numaralı dipnottan okuyunuz.
Sizi burada bekliyor olacağım!..
***
Gördüğünüz gibi:
Kara Gömlekliler devletle bütünleşip resmi güç haline gelirken, Kahverengi Gömlekliler fazla güçlenip kendi liderlerinin (Hitler’in) bile başına bela oldular…
Şimdi 5 numaralı dipnotu okuyun ve gözünü kapatıp 1920’lerin–30’ların İtalya’sını hayal edin.
Kara gömleklileri daha da yakından tanıyacaksınız. (5)
Şu sonuca vardığınıza kalıbımı basarım:
Mussolini’nin en sevdiği görüntü şöyleydi:
Devasa kalabalıkların ortasında kendisi, arkasında disiplinle dizilmiş Kara Gömlekliler...
Ben da hayalimde canlandırdığım gibi onlara bakınca, faşist rejimin hem şiddet hem de gösteriş üzerine kurulu olduğunu net görebiliyorum…
***
Bu konuda şimdilik anlatacaklarım bu kadardır…
Dikkatimizi bu konu üzerinden kaydırmadan, CHP İstanbul Milletvekili Turan Taşkın Özer’in sorusuna verilecek resmi yanıtı bekleyelim diyorum…
O zaman meseleyi tam olarak anlayabileceğiz…
Daha isabetli bir yorum yapabileceğiz…
Av. Cemil Can
DİPNOTLAR:
(3) 1919 – İlk saldırılar: Savaş sonrası işçi grevleri, fabrika işgalleri ve sosyalist gösteriler vardı. Kara Gömlekliler, bu hareketleri bastırmak için işverenlerin ve toprak sahiplerinin desteğiyle sahaya çıktılar. Sosyalistlerin kulüplerini ateşe verdiler, gazetelerini bastılar.
1920 – “Kızıl Bienal” (Biennio Rosso): İşçi sınıfı ve köylü ayaklanmalarının yoğunlaştığı bu dönemde, Kara Gömlekliler köy köy dolaşıp sosyalist belediye başkanlarını ve sendikacıları şiddetle sindirdi. Bu şiddet dalgası, orta sınıf ve burjuvaziyi “faşistlerin düzen sağlayabileceğine” ikna etti.
1921 – Parlamento desteği: Mussolini, Faşist Parti’yi kurdu ve Kara Gömlekliler onun silahlı gücü oldu. Parlamento seçimlerinde liberal ve muhafazakârlarla işbirliği yaptılar; bu sırada sokaktaki şiddet hiç hız kesmedi.
1922 – Roma Yürüyüşü: En kritik olay buydu. 28 Ekim 1922’de binlerce Kara Gömlekli trenlerle ve yürüyerek Roma’ya doğru yola çıktı. Bu aslında tam bir askeri darbe değildi; ama kral III. Vittorio Emanuele orduyu devreye sokmak yerine Mussolini’ye hükümeti kurma yetkisi verdi. Kara Gömlekliler böylece “gözdağı veren” güç olarak Mussolini’nin başbakan olmasında rol oynadı.
İktidardan sonra (1923’ten itibaren): Kara Gömlekliler, artık devletin resmi “Ulusal Güvenlik Milisi” oldu. Muhaliflere işkence uyguladılar, sendikaları kapattılar, basını susturdular. Demokratik kurumları sindirerek faşist tek parti rejiminin kökleşmesine yardım ettiler.
(4) Benzerlikleri:İkisi de paramiliter güç olarak kuruldu; sivil giyimli, fakat üniforma ile simgeleşmiş milislerdi. Sokak şiddeti en önemli araçlarıydı: grev kırma, miting basma, muhaliflere saldırma. İdeolojik olarak hem milliyetçiliği hem de anti-komünizmi merkezlerine aldılar. Liderlerin (Mussolini, Hitler) iktidara yükselişinde gözdağı vererek kilit rol oynadılar. Farkları:Kara Gömlekliler, İtalya’da eski askerlerden ve toprak sahiplerinin tuttuğu çetelerden doğdu. Kahverengi Gömlekliler (SA) ise işsiz gençlerden, savaş gazilerinden ve radikalleşmiş milliyetçilerden beslendi. Kara Gömlekliler 1923’te devletin resmi milisi haline getirildiler. SA ise uzun süre Nazi Partisi’nin yarı-bağımsız sokak gücü olarak kaldı; devletin resmî ordusu değildi. Mussolini, Kara Gömleklileri rejimin parçası yaptı ve kontrol altına aldı. Hitler ise iktidara geldikten sonra SA’nın fazla güçlenmesinden korktu. Bu yüzden 1934’te “Uzun Bıçaklar Gecesi” operasyonuyla SA’nın liderlerini tasfiye etti. Kara Gömlekliler 1943’te Mussolini devrilene kadar varlıklarını sürdürdüler. SA ise 1934’ten sonra iyice gölgede kaldı, yerini SS aldı…
(5) Kıyafetleri:Kara Gömlekliler siyah gömlek, siyah pantolon ve kemer, başlarında da genelde siyah kep ya da fes benzeri bir başlık takardı. Siyah renk kasıtlı seçilmişti: hem “ölüm” ve “ciddiyet” çağrışımı yapıyor hem de onları tek tip ve disiplinli gösteriyordu.
Törenler ve yürüyüşler: Roma’da geniş bulvarlarda omuz omuza dizilmiş, askeri adımlarla yürüyen kalabalıkları düşün. Hepsi aynı yönde bakıyor, sloganlar atıyor, Mussolini’nin nutuk verdiği kürsülere doğru ilerliyor. O dönem halk üzerinde büyük bir “korku + hayranlık” etkisi yaratıyordu.
Propaganda sahneleri: Faşist posterlerde Kara Gömlekli bir genç, güçlü kaslarıyla İtalyan bayrağını taşıyor veya elinde silahla sosyalist bir işçiyi eziyormuş gibi resmediliyordu. Yani “yeni İtalyan gençliği”ni simgeleyen kahraman figürlere dönüştürüldüler.
Gündelik hayatta: Sadece törenlerde değil, köylerde ve şehirlerde de “düzeni sağlayan” grup gibi davranıyorlardı. Ama gerçekte muhalifleri döven, grev kıran, sendika bürolarını ateşe veren kişilerdi. Yine de özellikle küçük kasabalarda, “kara gömlekli gençlerin gelişi” hem korku hem de devletin varlığı gibi algılanıyordu.