-
HAYDİ 19 MAYIS’A!..
HER HALDE; 19 MAYIS’TA SIHHİYE’DEYİZ!… ÇÜNKÜ BİZ MUSTAFA KEMAL’İN ASKERLERİYİZ!.. PROVAKATÖR OLDUKLARI KESİNLEŞEN “GENÇ TÜRK” ADLI “ÇAKMA TGB’LİLER”, ANKARA’DAKİ MİTİNGE KATILIMI DÜŞÜK GÖSTERMEK İÇİN, TAKSİM’E YÜRÜYECEKLERMİŞ!.. AKILLARINCA BİR “ÇILGINLIK” YAPACAKLARMIŞ!… AYNI ŞEKİLDE; Y-CHP’NİN ANKARA İL YÖNETİMİ DE TANDOĞAN’DA ALTERNATİF BİR MİTİNG DÜZENLEYEREK TABANINI TUTMAYA ÇALIŞACAKMIŞ!.. ANLAŞILAN; KENDİLERİNİ “ATATÜRK’ÜN YURTTAŞLARI” OLARAK TANIMLAYAN SOROS SEVERLER ”TANDOĞAN’A GİDERKEN, “ATATÜRK’ÜN ASKERLERİ” SIHHİYE’DE KONUŞLANACAKLAR!.. GERÇEK CHP’LİLER ASLA BÖYLE KÜÇÜK HESAPLARIN PEŞİNDE KOŞMAZLAR!.. BİR ANA MUHALEFET PARTİSİ, KİTLELERDEN KOPUK HAREKET EDEMEZ!.. KİTLELERİ PEŞİNDEN SÜRÜKLEYEMEYEN ÖNDERLERE LİDER DENMEZ!.. GERÇEK YURSEVERLER VE ATATÜRKÇÜLER!.. HAYDİ 19 MAYIS’I KUTLAMAYA… HAYDİ SIHHİYE’DE BULUŞMAYA!.. Neler oluyor bize?.. * Önceki gün Güven Park… Bir yarısında CHP’li gençler stand açmışlar, insanları 19 Mayıs’a davet…
-
Bebek Katili
BEBEK KATİLİ VE AHIRDAŞ ATLAR! İsrail Şam’da bulunan Cemraya’daki Bilimsel Araştırma Merkezini bir kez daha bombaladı. (1) Saldırı teröristlerin tesisi ele geçirme girişiminin başarısızlıkla sonuçlanmasının ardından gerçekleşti. Başbakan Erdoğan, “Allah izin verirse bu caninin dünyada hesaba çekildiğini göreceğiz” dedi… Suriye Dışişleri Bakan Yardımcısı Faysal Mikdad, saldırının İsrail’den Suriye’ye yapılmış savaş ilanı olduğunu söyledi. Mikdad, “Bu saldırı, teröristlerle İsrail arasındaki ittifakı temsil ediyor” dedi… İsrail saldırısından bir gün önce, Amerikan televizyon kanalı CNN, İsrail’in Suriye’ye bir hava saldırısı düzenlediğini duyurmuştu!.. Başbakan Erdoğan ise, aynı gün Kızılcahamam’da yemin etti:”Eset, vallahi bunun hesabını vereceksin” dedi… (2) Birleşmiş Milletler tarafından Suriye’de yürütülen soruşturmada, terör gruplarının “sarin gazı” (3) adlı bir kimyasal silah kullandığını belirledi.(4)…
-
YAŞASIN 1 MAYIS
YAŞASIN 1 MAYIS!.. İşçiler ve emekçiler tarafından dünya çapında; birlik, mücadele, dayanışma ve haksızlıklarla mücadele günü olarak kutlanan 1 Mayıs, Türkiye‘de ilk kez 1923‘te resmî olarak kutlanmış, çoğunlukla yasaklanarak bugünlere gelmiş ve 2008 Nisan‘ında,“Emek ve Dayanışma Günü” olarak kutlanması kabul edilmiştir… (1) 1 Mayıs, hükümetle inatlaşma günü değildir fakat siyasi iktidarı eleştirmek için iyi bir fırsat olarak her zaman kullanılabilir. Bu da son derece doğaldır. Zira emekçilere haksızlık yapanların başında her zaman iktidarlar gelir. Ayrıca faşistolmayan hiçbir iktidar, kendisine karşı eylem yapılacak diye 1 Mayıs kutlamalarını yasaklamamıştır. 1 Mayıs’ı kutlamak isteyenlere karşı zorbalığa ve kaba kuvvete başvuranlar dikta yönetimleridir!.. 1 Mayıs kutlamalarını siyasi iktidarın faşist olduğunu kanıtlamak için değerlendirmek doğru…
-
“GERİ ZEKALILAR”!..
“GERİ ZEKALILAR”IN DA YAPACAĞI İŞLER VAR!.. PKK terörist örgütler listesinden çıkartılıyor. Bundan böyle “PKK’lı aktivistler” olarak isimlendirilecekler. Bir süre sonra “özgürlük savaşçıları” olarak anılacakları kesin!.. Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’un mahkeme kararı ile terör örgütü yöneticisi olduğu hükme bağlandıktan sonra, doğal olarak TSK da terör örgütü olarak anılacak!.. Bu noktaya gelene kadar Cumhuriyeti kuran ve topraklarımızı işgalden kurtaran Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün koltuğunda oturan adam ne yapmıştır? Bu sorunun yanıtını dosdoğru veremedikten sonra ihanet sürecinde piyon olarak, bir yere yerleştirilmekten kurtulmak olanaksızdır!.. Kürtçüler, Cemaatçiler, Liboşlar ve İkinci Cumhuriyetçiler’in doluştuğu Atatürk’ün partisi CHP, bu haliyle artık bizim partimiz değildir!.. Tıpkı TSK’nın Türk halkına yabancılaştığı gibi. Ülkemiz gibi CHP de…
-
Y-CHP DE ÖCALAN’A “EVET” DEDİ!..
“Açılım”, “Çözüm”, “Süreç” derken; Enerji Bakanı Taner Yıldız baklayı ağzından çıkardı. Yıldız, Barzani bölgesinden çıkarılan petrolün, Barzani hesabına Türkiye’ye taşınacağını, kendi hesabına İsrail üzerinden pazarlanacağını ve bu işin çözüm sürecinin “ölçülebilir ilk sonucu” olduğunu söyledi. Uluslar arası petrol kaçakçılığı anlamına gelen bu faaliyetin kabul edilebilirliği Kuzey Irak’ta ikinci İsrail’in kurulmasına bağlıdır!.. Bölgede etkili olan güçler, Türkiye’nin böyle bir plan içerisinde görev almasını nasıl karşılarlar, Irak’ın petrolü başımıza ne gibi işler açar, yaşayıp göreceğiz!.. Bu tehlikeli süreçte gören duyan da sanır ki, Öcalan ile sadece AKP’liler ittifak halindedir… Aslında süreci destekleyen, diyaloğun en önemli figürü, biraz utangaç davransa da Y-CHP’dir!.. Erdoğan’ın CHP’yi ikinci Kürt açılımına katma çabalarına Abdullah Öcalan: “CHP sürecin…
-
İYİ YETİŞMEMİŞ BİR KEŞİŞ!..
İki eli kanda da olsa muhtar İsmet Paşa’yı karşılayanlar arasında mutlaka yerini alırdı. Ali için ise, parti yöneticilerini karşılamak, baba vasiyeti bir görev gibidir. 50 yıldır CHP’li muhtarın oğlu ve delege olarak bilinirdi. İlk kez bu yıl CHP Genel Başkanını karşılamaya gitmedi !.. Ne zaman CHP’li bir yöneticinin şehre geleceğini duysa, arabasını bir gün önceden gelin arabası gibi süslerdi. İstasyondaki kalabalığın arasından sıyrılıp İsmet Paşa’ya bir kaç metre kadar yaklaştıktan sonra babasının çektirdiği fotoğrafı, hala misafir odasının baş köşesinde, ulu önderinfotoğrafının biraz sağında ve sadece bir kaç santim aşağısında asılıdır. Ali ve ailesi için bu iki fotoğraf yangında ilk kurtarılacak olan en önemli iki eşyadır!.. Muhtarın oğlu Ali, Ecevit’i…
-
“NASİHAT HEYETİ”NE ÖĞÜTLER!..
Rıza Tevfik resimde fes takmış Damat Ferit Paşa‘nın sağında yer alıyor. Solunda ise Maârif Nâzırı Bağdatlı Hâdi Paşa ve Bern Sefiri Reşat Halis bulunuyor. Bu dört kişi, diğer “Yüzellilikler“le birlikte Türk vatandaşlığından çıkarıldılar. “NASİHAT HEYETİ”NE ÖĞÜTLER!.. Umarım benzetmeden Çingeneler alınmazlar. AKP’nin PKK ile yürüttüğü ihanet sürecinde kendini “akil adam” sanıp rol kabul edenler, Sevr Anlaşması’na imza atan Rıza Tevfik ve arkadaşlarına benziyorlar. Rıza Tevfik ile aynı heyette yer alanlar, düşmanla işbirliği içerisinde görüldükleri için Kurtuluş Savaşı sonrasında Türk vatandaşlığından çıkartılan “Yüzellilikler” (1) arasında baş sıralara yazıldılar. Yahya Kemal, Sevr Anlaşmasını imzalamak üzere Paris Barış Konferansı’na giden o heyettekiler için şu mısrayı yazmıştı: “Kızmasın kimse Rıza Tevfik’e Sevr’i imzalamaya gitti diye, Çünkü idam olan mahkumun Çektirirler ipini…
-
SAĞLAM KAZIK
Y-CHP SAĞLAM KAZIĞA NASIL BAĞLANDI?.. Kılıçdaroğlu’na yakın Tuncelili bir “siyasetçi” konuşuyor: Genel Başkanın sizi önümüzdeki dönem, çok önemli ve sorumluluğu ağır bir görevde değerlendirmek istediğini söylediğini duydum. Ayaküstü öyle kulağınızı çınlattık. Senin için pekala milletvekili veya belediye başkanı olabilir dedi. Kimden ne eksiğin var sanki. Parti Meclisi üyelerine bakıyorum, çoğu eline su dökemez. Eğitimse eğitim, yürekse yürek… Ne aranıyorsa fazlasıyla sende var sende… Yerinde olsam; İl Genel Meclisi veya Belediye Meclisi üyeliği gibi tekliflere “evet” demem… Cancağızım; bizim partide o kadar çok hayranın var ki… Bir o kadar da kıskanan tabi. Bu geçiş döneminde kendini harcamamalısın! Sana bu ülkenin çok ihtiyacı olacak. Bazı arkadaşlarımız, bir dönem partide danışman olarak çalışmanı isteyebilirler,…
-
DÜŞMANIN AĞZI İLE KONUŞANLAR!..
TSK‘nin en gözde komutanlarının yargılandığı Ergenekon Davasında esas hakkındaki mütalaanın okunması ile birlikte, Ankara’da bombalar patlatıldı. Hükümet, bombalarla “Ergenekon Terör Örgütü” arasında bağlantı kurmaya çalıştı fakat DHKP-C ‘nin olayı üstlenmesi ile bu plan tutmadı… Suriye muhalefetinin İstanbul’da toplanması ve toplantıda Kürt kökenli ABD vatandaşı Gassan Hito’nun “geçici hükümet başbakanı” seçilmesi de aynı zamana denk getirildi. Teksas’ta yaşayan kovboy Hito, 62 üyenin 35’inin “evet” oyunu alarak Suriye’ye “başbakan” seçildi!.. İnançlı bir Müslüman olan Hito’nun, İslami eğitim veren bir okulla bağlantılı olduğu da söyleniyor. Bu yönü ile Müslümanlara cihat çağrısı yapabileceği umuluyor!.. Buna karşın, Suriye Halk Meclisi Üyesi, Meclis Ulusal Uzlaşma Komisyonu Başkanı Ömer Ossi, Suriye’deki bütün etnik ve mezhepsel grupların…
-
GÖNÜL KIRAN BİR MEKTUP!İ
OSLO TUTANAKLARI İMRALI TUTANAKLARI Sevgili Yoldaşlar; Bazı arkadaşlarımız ülkemiz işgal altındadır diyorlar. Fakat bu defaki işgal, bildiklerimizden biraz farklı. Bu defa düşmanın silahlı kuvvetleri ülkemize gelmemiş. Onların görevini bizimkilere yaptırıyorlar. Şanlı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yurtsever subaylarının çoğu, Balyoz ve Ergenekon Davaları denen tertiplerle içeri tıkılmışlar. Savcılar, her biri için bir kaç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına çarptırılmalarını istiyorlar… Savunma görevini yapmaya çalışan avukatlarını dövmeye kadar geldi sıra…. Ülkemizde ses çıkartmak çok kolay değil artık. Aydınlar, yazarlar, çizerler bu hazin duruma ilişkin en küçük bir imada bulunduklarında, açlıkla terbiye ediliyorlar. Başbakanlık emri ile derhal işlerine son veriliyor… Emniyetimiz teslim alındıktan sonra, o da devleti teslim almış durumda… Anlayacağınız…