-
GÖBEĞİMİZİ KESECEĞİZ!..
Atatürk’ün partisi CHP‘nin Cumhurbaşkanı adayı olarak Ekmeleddin’i göstermesi ile yaklaşık 5 milyon seçmen sandık dışında bırakıldı. Çoğunluğu CHP çatısı altında toplanmış olan Kemalist cephenin ilk esaslı bölünüşü bu seçimdir. Daha sonra, Kemal Kılıçdaroğlu (KK) Kurultay’ı topladı fakat yenilginin nedenlerini tartıştırmadı. Bir daha seçim olsayine aynı adayı gösterirdim diyerek halka meydan okudu. Yenilgiden halkı sorumlu tuttu! PKK‘nın “Özerk Kürdistan“ı kurabilmesinin hukuki alt yapısı olan “Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı mutlaka getireceğiz, Dersimli Kemalim ben” diyecek kadar ileri gitti. KK ikinci bölücülüğünü Kurultay’daki konuşması ile yaptı… Parti Meclisi’ne aday gösterdiği açılımın mimarı ve AKP’nin en önemli bürokratı olan eski Kamu Güvenliği Müsteşarı Murat Özçelik’i delege içine sindiremeyip çizdi. KK delegenin bu kararına…
-
“ARSIZ” MI “HIRSIZ” MI?..
YAVUZ HIRSIZ BİZİM EVDE YİNE AYNI GÖREVDE!.. Yavuz hırsızın ev sahibini bastırması gibi, yol düşkünü Dersimli Kemal, Cemaat‘in borazanı haline getirilmiş Halk TV‘de, Süheyl Hoca’nın ihraç istemiyle disipline sevk edilmesini savunuyormuş!.. Kobanili Kemal, partililerin Program ve Tüzük’e uymalarını, uymayanların partinin dışına çıkmaları gerektiğini söylemiş… Bu sözler çok doğru, aynen katılıyorum… Lakin, Dersimli Kemal, bu kuralın kendisine uygulanmasına razı değil!.. Ayrıcalıklı olmak istiyor!.. 4 yıldır parti programını sistemli olarak çiğneyen Dersimli Kemal’in bizzat kendisidir: PKK açılımına destek veren ve ilk krediyi açan o değil miydi?.. Terör örgütü PKK ile hükümetin müzakere başlatmasına itiraz mı etmişti?.. İster Kemal, ister şakşakçılık yapanlardan biri, bize “TERÖRLE MÜZAKERE” yi programın neresinde bulduklarını açıklasınlar!.. Gösteremezler… Çünkü tam tersine, CHP Program’ı “TERÖRLE MÜCADELEYİ”…
-
Y-CHP’DEKİ ÇÖZÜLME!..
Gerçek bir Cumhuriyet kadını olduğunu defalarca kanıtlayan Emine Ülker Tarhan, büyük umutlarla geldiği CHP’den, derin bir umutsuzluğa düşerek ayrıldı. Emine hanım derdini dört cümle ile özetleyerek gitti: Cumhurbaşkanlığının adeta iktidara hediye edilmiş olmasından ders çıkartılmamış olması, bu konunun tartışılacağı kurultayın koltuk kapma yarışına dönüştürülmesi, kritik dönemlerde yapılan sorumsuz çağrılar, tutarsız tezkere söylemleri ve halkın duyarlılıklarının kopuk muhalefet. Ne yazık ki, hepsi de doğru, hepsi de yerinde tespitler… CHP’ye oy veren 11 milyon 270 bin seçmenin dört gözle istifasını beklediği Kemal Kılıçdaroğlu (KK) ise kaldı. Bu konudaki görüşünü soran gazeteciye sadece bir kelimelik açıklama yaptı: “Bekliyorduk”… O kadar yani!.. Grup Başkanvekilliği yapmış bir milletvekilinin istifası karşısında söyleyebileceği başka söz yok. Anlaşılıyor…
-
İKİNCİ KURTULUŞ SAVAŞI!..
Bu hafta “gizli bilgi ve belge bulundurma” suçlaması ile açılan Askeri Casusluk Davası‘nda; iki numaralı sanık ve örgüt yöneticisi olarak gösterilen Pamukkale Üniversitesi öğrencisi Narin Korkmaz’ın görme engelli babasının evinde yapılan aramada bulunan delilleri, oraya koyan polis memurunu yazmayı düşünüyordum. Yazının başlığı 57. saniyeye dikkat” olacaktı! Arama anında kaydedilen görüntülerden anlaşıldığına göre; üst kattakilerin aşağıya çağrılmasından sonra, elinde siyah bir poşetle yukarı çıkan polis memuru, biraz sonra poşetsiz olarak aşağıya inmişti. İşte Türkiye’yi ayağa kaldırdıkları o meşhur davanın kanıtları, o siyah poşetin içerisindeydi. Gel de bu noktadan sonra devlete güven, güvenebilirsen… Buna “Devlet terörü” de denir, faşizm de denebilir… Ülkemizin bir bölümü de PKK terör örgütüne teslim edilmiştir.Teröristler gündüz gözüyle,…
-
DEVLET ADALET DAĞITAMIYORSA…
1 Eylül’de 25 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu için takipsizlik kararı verildikten sonra şimdi de aynı şekilde 17 Aralık Yolsuzluk ve Rüşvet Operasyonu takipsizlikle sonuçlandı! İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Terör ve Örgütlü Suçlar Birimi savcılarından Ekrem Aydıner’e göre; deliller usulüne uygun toplanmamış ve herhangi bir örgüte de rastlanmamıştır!.. Madem öyle, 17 Aralık Operasyonu’nu yürüten savcı Celal Kara, nereye dayanarak aralarında 4 bakanın oğulları da bulunan 89 kişi hakkında gözaltı kararı almıştır? Peki, mahkeme 24 kişi hakkında nasıl tutuklama kararı verdi? Çocukları tutuklanan bakanlar; Zafer Çağlayan, Muammer Güler, Erdoğan Bayraktar ile Egemen Bağış neden istifa ettiler?.. 25 Aralık Soruşturması’nı yürüten savcı hakkında soruşturma yürüten HSYK Müfettişi Ömer Kara, Cumhuriyet Savcısı Muammer Akkaş’ın…
-
“PKK’YI KURTARMA EYLEM PLANI”DIR!..
–Ekonomik durumumuz: 12 senede milli gelirimiz 3‘e katlanmış çok şükür. Ama sadece son 6 senedeki dış borcumuz 7‘ye katlanmış. 2014 itibariyle 373 milyar dolar olan bu borcun, 220 milyar doları özel sektöre aitmiş. 2000’e kadar 46′yı bulan AVM sayısı, 2014 itibariyle 300‘ün üzerine çıkmış… Küçük esnaf olarak isimlendirilen; bakkal, kasap, manav gibi meslekler tarihe karışmış artık. Bir kısmı AKP’nin il ve ilçe yönetim kurulu görevlerine getirilmiş, geri kalan özelleştirmelerde ihale sırasının kendilerine gelmesini bekliyor!.. 2015 Mart ayına kadar ödenmesi gereken 130 milyar dolar dış borcumuz var. Merkez Bankası’nın elinde ise net 30 milyar dolar bulunuyor. Geri kalan 100 milyar dolar, Türk bankalarının dolarda tuttukları mevduattan kaynaklanıyor. Yani borcumuz için…
-
ÖNCE KAFAMIZI…
ÖNCE KAFAMIZI KARIŞTIRACAKLAR ONDAN SONRA... Anlaşılan bu sıralar Irak Şam İslam Devleti (IŞİD), bütün kötülükleri anası olarak işlem görecek!.. Aydınlık’tan Mustafa Mutlu’nun kafası bayağı karışık. Sözcü’den Emin Çölaşan neler olduğunu anlayamadım diyor. ABD, IŞİD’i hem silahlandırıyor hem yok etmek istiyor diyenler de çoğaldı… Tezkereyi PKK ve IŞİD’e karşı gibi görenler de var elbette!.. Halbuki, Davutoğlu: “Tezkere çözüm sürecinin garanti altına alıyor, çözüm sürecine katkıdır” diyor… KCK Eşbaşkanı Cemil Bayık, bugünlerde “Kobani” olarak adlandırılan Halep’e bağlı Ayn el Arap’ta tampon bölge oluşturulması halinde, açılım sürecinin biteceğini söyleyerek, “Savaş başlar, Çünkü tampon bölge bize yöneliktir. Rojava’nın kazanımlarını ortadan kaldıran bir güçle çözüm süreci geliştiremeyiz” ifadesini kullanmış… Bu arada “müzakere süreci”ne geçilmezse…
-
ÇINARI İÇİNDEN YİYEN KURTLAR!..
TÜRBANA KURBAN EDİLENLER!.. “Türban silahını AKP’nin elinden alacağız” diyerek, türbanı önce üniversitelere, sonra TBMM’ne ve daha sonra da ortaöğretime kadar sokan AKP iktidarı karşısında Y-CHP, anlaşılmaz bir suskunluk içerisindedir. Acaba neden? Okullarda türban yasağının kaldırılmasını “öğrencilere özgürlük” saçmalığı ile savunan Başbakan Davutoğlu, türbanı 10 yaşına indirmelerinin nedenini; “En kritik dönem biyolojik ve psikolojik olarak ortaöğretimdir” diyerek gerçek niyetlerinin “kindar ve dindar nesil” yetiştirmek olduğunu ağzından kaçırıverdi… Y-CHP’nin söyleyeceği bir tek söz yok mu?.. Maskeler düşmüş, gerçek yüzler ortaya çıkmıştır… Gizli işbirlikçi politikaları ve “Türban sorununu çözdük” safsataları ile Alevileri de türbana sokan yol düşkünü Dersimli Kemal’in, şu andan itibaren bir daha Cemevlerine bile sokulmaması gerekir!.. IŞİD’İ DE SATTIK ELHAMDÜLİLAH!.. Erdoğan…
-
19. OLAĞANÜSTÜ KURULTAY!..
Habertürk’ten Balçiçek İlter’e konuşan Kılıçdaroğlu; “Gösteriş için ibadet olmaz. Ben umreye de gittim ama çıkıp söylemedim, ayıp bir şey bu” demiş… Gerçekten de kimseye bir şey söylememiş! Dolayısıyla umreye gittiğini hala kimse öğrenememiş!.. Peki, bunu söylemek ayıpsa bu ayıbı sen neden yapıyorsun? Galiba “Dersimli Kemal” 76 milyonu kendi belirlediği kurultay delegeleri gibi sanıyor… Kemal Bey, Alevi ile Alevi, Sunni ile Sunni, dinci ile dinci, dinsiz ile dinsiz!… Böylelerine “inançsız” demek daha isabetlidir… ABD’nin IŞİD’e karşı başlatacağı operasyondan önce de yolu temizleyen oydu. Yetkili kurullarda görüşmeden, CHP’lilerin görüşünü öğrenmeden, peşin peşin, yapılacak uluslararası bir operasyonda Türkiye’nin yer almasına CHP olarak karşı çıkılmayacağını açıklamıştı. Gelen tepkiler üzerine bu görüşünün gerekçesini; ”Madem…
-
“TÜRKİYE ILIMLI İSLAM DEVLETİ”!..
Kabul etmek gerekir ki, 1 Mart Tezkeresi‘nde AKP hükümetini kurtaran CHP’ydi. Davutoğlu’nun şanssızlığı, Kılıçdaroğlu’nun henüz detaylar ortaya çıkmamış olan, IŞİD’e karşı kurulacak koalisyonda “Türkiye’nin yer almasına karşı çıkmayız” diyerek, Obama’nın peşine takılması ve Davutoğlu hükümetini zor durumda bırakmış olmasıdır… Rusya, Çin, İran ve Suriye’nin ortak tatbikat yaptığı sırada hava savunma sistemini test etmek için gönderilen Türk jetinin Suriye Ordusu tarafından avlanmasından sonra, ABD “Arap Baharı” adıyla yutturmaya çalıştığı bölgeyi yağmalama planını gözden geçirme ihtiyacını duymuştur. Anlaşıldığına göre, bu defa diplomatların “Çayın taşı ile çayın kuşunu vurmak” şeklinde ifade ettiği “İti ite kırdırma” politikasını uygulayacaklar!.. El-Kaide‘nin içerisinden çıkartılan El-Nusra’dan üretilmiş IŞİD, bu defaki planın en önemli aktörü olarak rol alacak.…