• BİR DÖNEM SONA ERİYOR!

    Devlet Bahçeli, MHP’nin genel başkanı olmadığını bir kez daha kanıtladı… İradesiyle seçildiği delegenin bugünkü özgür iradesine zerre kadar değer vermiyor! Bu durum kendi değerini de gösteriyor tabii… Hazret, MHP’lilere dayatılmış ve atanmış bir müdür gibi konuşuyor. Dersimli Kemal’in CHP’lilere dayatıldığı gibi.. Ankara 12. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin olağanüstü kongre kararına “Kimse olağanüstü kongre beklemesin” diyerek direniyor… Bahçeli, “Kolay kolay partiyi teslim etmeyiz” diyor… Devlet Bey, MHP’yi MHP’lilere teslim etmeyi sakıncalı gören bir anlayışın temsilcisidir!.. Belli ki, devleti yıllardır stepnesi olduğu AKP’nin sürekli yönetmesini istiyor… Dolayısıyla ülkenin iç savaşın eşiğine gelmesinde ve 14 yıldır yaşadığımız rezaletlerin tümünde suç ortağı olduğu tartışmasızdır! Yolsuzluklar, hırsızlıklar, iç ve dış güvenlik sorunları, çocuk istismarları ve Ege…

  • ÖNCE MHP KURTARILACAK!..

    “İKİNCİ KURTULUŞ”UMUZ MHP‘NİN KURTARILMASI İLE BAŞLAYACAKTIR!..   TSK’nın 24 Temmuz itibariyle PKK’ya karşı başlattığı operasyonlarda, başarılı sonuçlar elde etmesi, emperyalistleri bayağı telaşlandırdı. Özellikle de R.T. Erdoğan’ın ani bir dönüşle “açılım”dan vazgeçip, “terörle mücadele”ye yönelmesi Batı cephesindeki paniği artırdı. Küresel güçler, güvenlik güçlerinin başarısını gölgelemek ve ordu ile hükümet arasında güven bunalımı yaratmak için, masa başında üretilmiş yalanları piyasaya sürdüler… Bu aralar Batının kalemşörleri, Türkiye yönetiminde askerlerin ağırlık kazandığı tezini işliyorlar… TSK’nın “darbe” yapacağı söylentisi ile sürdürülen kampanyayı, ABD’nin hatırı sayılır Türkiye uzmanları yürütüyor: Eski Pentagon yetkilisi Michael Rubin, American Enterprices Institute’de yayımlanan makalesinde; Türkiye’de darbe olması durumunda, ABD’nin darbe yönetimiyle çalışmaya devam edeceğini yazdı… Eski Başkanlardan Ronald Reagan’ın Ulusal Güvenlik Danışmanı…

  • “ÜÇÜNCÜ YOL”UN UMUTSUZ YOLCULARI!..

    Şeyh Sait ve Seyit Rıza‘nın çocuklarından selam getirdiğini söyleyerek, Diyarbakır Bağlar İlçesindeki Nevruz Parkı’nda konuşmasına başlayan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş; Kandil’deki PKK yöneticisi Murat Karayılan’ın çağrısını tekrarladı: “Dolmabahçe mutabakatında dile getirdiğiniz çözüm yoluna bağlıyız. HDP olarak bizler, bütün arkadaşlarımızla birlikte yeniden çözüm masasına dönülmesi için inisiyatif almaya hazırız” dedi… Selahattin’in talebi, biraz da tek taraflı “ateşkes” ilanına benziyor… PKK‘dan gelen bu talebi Y-CHP dışında kimse duymadı ve ciddiye almıyor. Y-CHP Sözcüsü Selin Sayek Böke: ”… gelin bu sorunu Meclis’te bütün siyasi partileri bir masanın etrafında oturtarak meşru zeminde çözelim. Gelin toplumsal mutabakat komisyonunu yarın kuralım” diyor… Böke, PKK’yı meşrulaştırmak için adeta yırtınıyor… Açıkça PKK’yı sahiplenemiyor tabi. Kıvırmaktaki becerisine…

  • DÜŞMAN SAFINDA GÖREV ALANLAR!

      Terörün sorumlularını işaret edip, onları sabah akşam eleştirerek sorunumuzu çözemeyiz. Hükümetin bütün başarısızlığına rağmen; halkın hala yapabilecekleri var: Terör eylemlerinden sonra dik durmak, çok korkmuş olmamıza rağmen bunu belli etmeden yaşamak, her zeminde terörü ve teröristleri lanetlemek, terör örgütlerinin arkasındaki emperyalist güçleri teşhir etmek ilk akla gelenlerdir. Devlet de görevini eksiksiz olarak yerine getirirse, başarılı olacağımız kesindir. AKP hükümeti, bu başarının sonuçlarını ilk seçimlerde oya çevirecek diye, yurttaşlık ödevlerimizi yerine getirmekten kaçınamayız. Korku, panik ve kargaşa yaratacak sözler etmek; terör örgütünün ekmeğine yağ sürmektir. Henüz Kızılay’da patlayan canlı bombanın şokunu atlatamadan, İstiklal Caddesi’ndeki ile sarsıldık. Belli ki emperyalist devletler, güvenlik güçlerinin Güneydoğu’da PKK’ya karşı elde ettiği başarılardan paniğe kapıldılar:…

  • “B PLANI”NIN UYGULAYICILARI

    Konuşmak için her fırsatı değerlendiren ve bunun için sürekli ortam hazırlayan Erdoğan, acaba eşi Emine Hanımı neden sahaya sürdü? Eğitimi, tecrübesi, yeteneği ve birikimi belli olan bir ev hanımının; Cumhuriyeti enkaz, Osmanlı haremini ise okul gibi göstermesinin aşırı tepki çekeceği belli değil mi? Erdoğan’ın, Atatürk Orman Çiftliği’nde çocukların “biraya özendirildiği” şeklindeki iftirası karşılığını bulmayacak mıydı? Diyanet’in işini gücünü bırakıp, ateistlerle evlenilemeyeceği şeklinde verdiği son fetva, kabul edilebilir mi? Okul müdürlerinin liseli kızların eteklerine el uzatmasının sırası mı şimdi? *** Türkiye gündeminin birinci sırasında: 13 ilçede öz yönetim ilan eden terör örgütü PKK’ya karşı, güvenlik güçlerinin operasyonları vardır. ABD’nin “karagücüm” dediği PKK’ya karşı, TSK ve özel harekatçı polislerin başarılarını konuşmak ve…

  • “ZAMAN” HER ŞEYİN İLACIDIR!..

    İstanbul 6. Sulh Ceza Mahkemesi, “Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet yapılanması’nın (FETÖ/PDY) faaliyetlerine destek olacak şekilde kullanıldığı yönünde kuvvetli deliller bulunması” nedeniyle ZAMAN gazetesinin de içinde bulunduğu Feza Gazetecilik A.Ş.ye kayyum ataması, Meclis’teki muhalefeti neden rahatsız etti?.. “Suçun bir şirketin faaliyetleri çerçevesinde işlenmekte olduğu hususunda kuvvetli şüphe varsa” o şirkete, CMK’nun 133. maddesine göre “kayyım” (kayyum)atanması mümkündür. TCK’nun 54. maddesinde “suçun işlenmesinde kullanılan veya suçun işlenmesine tahsis edilen eşyanın”, 55. maddesinde ise “suçun işlenmesi ile elde edilen veya suçun konusunu oluşturan ekonomik kazançların” müsaderesi düzenlenmiştir… O bakımdan konuya hakim olmadan, soruşturma dosyası içerisindeki kanıtları görmeden, peşin yargılarla ortaya atlayıp, sırf hükümete muhalefet olsun diye, “medya özgürlüğü” yok ediliyor iddiasında bulunmak; son…

  • “BİLMİYORDUM” MAZERETİ KALMADI!..

    AKP’nin Paralel Yapı, cemaatlerin Cemaat, muhaliflerin “F Tipi”, kendilerinin Hizmet Hareketi, yargı organlarının ise Fetullahçı Terör Örgütü olarak adlandırdığı örgütlenme; 23 Şubat 2016 günü bir hukuk metninde faaliyetleri esas alınarak tarif edilmiştir: “…yargı içinde geçmişte doğrudan bilinmeyen, ancak; sistemli bir şekilde örgütlenen, kamuoyunda; Paralel Yapı, Cemaat, veya Fetullahçı Terör Örgütü gibi isimlerle anılan bir oluşumun tahakkümü altına girdiği, kendilerinden olmayan herkesi herhangi bir şekilde, (Müfettiş raporları, sahte isimli ihbarlar, nereden geldiği belli olmayan bilgi notları gibi…) bertaraf etmeye matuf davranışlar içerisine girildiği, aynı örgütlenmenin özellikle 1980 yılının ikinci yarısından başlamak üzere; sistemli bir şekilde; emniyet teşkilatı mülki idare amirliği ve Türk Silahlı Kuvvetlerinde de yapıldığı, belli bir güce eriştikleri varsayımıyla…

  • SUUDİ AMERİKA!..

      Sözcü’den Necati Doğru 5 yılın korkunç bilançosunu yazdı:   Bu süre içerisinde Suriye’de 271 bin 138 kişi ölmüş.   Ölenlerin 13 bin 500’ü çocuk, 8 bin 760’ı kadınmış…   Beşar Esat’ın 97 bin 842 asker kaybı var.   Hükümet bugüne kadar 46 bin 452 isyancı, 44 bin 254 İslamcı militan öldürmüş…   Yaralıların sayısı; 1 milyon 500 bin, sakat kalanlar ise 660 bini bulmuş.   14 milyon Suriyeli evini ve topraklarını terk etmiş.   4 milyon 718 bin 230 mültecinin, 2 milyon 620 bin 553‘ü Türkiye’de.   Bunların bize sadece parasal maliyeti 10 milyar doları buldu.   Bu rakamı bölün 78 milyona, bakın adam başına ne düşüyor.   Dolayısıyla…

  • MİLLETİN A’SINA TOPTAN KAYMADAN!..

      Bir tarafta Milletin A’sına koyan, diğer tarafta 78 milyon insan var. Milletin A’sına koyan adamın arkasında çok az adam var… Ama güçleri diğer taraftan fazla!.. Bütün yetkiler onlarda… Halk tarafından seçildiler: Her işte asli görevliler… Milletin A’sına koyan adamla aralarında ne gibi bir ortaklık ilişkisi var, bilinmiyor… Milletin A’sına koyan adam, Genya ormanlarının altındaki altınlara takmış kafayı! Cerattepe direnişi bu takıntı ile ilgili… 78 milyonun temsilcileri, 50 bin ağacın kesilmesine ve doğanın katledilmesine itiraz ediyorlar… Yedikleri biber gazı ve plastik mermiler, gelecek nesillere yaşanabilir bir dünya bırakmak için… Direniş biçimi, biraz da Gezi Parkı eylemlerini andırıyor!.. Bu yüzden olsa gerek, hükümet panikledi ve ne pahasına olursa olsun kırmak için…

  • YATAKLIK EDENLER

    Erdoğan, Kılıçdaroğlu’nu PKK’ya yardım ve yataklık yapmakla suçladı. Yerden göğe kadar haklıdır. PKK’nın silahlı gençlik örgütü (YPG-H) mensupları için “özgürlük savaşçıları” kim demişti? PKK’nın Meclisteki uzantısı HDP ile “barış mitingleri” düzenleyen kimdi? PKK lideri Öcalan’ın “müzakere süreci” için öne sürdüğü 10 koşulu CHP’nin talepleri olarak kim dile getirmişti? PKK’lıların avukatı, ABD’nin 705 kulak numaralı elemanı Sezgin Tanrıkulu’nu Atatürk’ün partisinde en yetkili makamda kim tutuyor? İkinci İsrail görevini yapacak olan “BAĞIMSIZ KÜRDİSTAN”IN şart görülen Yerel Yönetimler Özerklik Şartını, CHP iktidarında mutlaka getireceğiz diyen kimdi? Bunlar gibi daha onlarca kanıt sayabilirim… Dersimli Kemal’in PKK terör örgütüne yardım ve yataklık yaptığı konusunda en ufak bir kuşku bulunmamaktadır… *** Kılıçdaroğlu da bugünlerde Erdoğan ve AKP hükümetleri için aynı şeyleri söylüyor… Aslında o da yerden…