KONUK YAZARLAR

  • SUÇLU OLAN TERTİPÇİLERDİR!..

    AKP faşist bir parti olduğunu uygulamaları ile her gün yeniden gösteriyor. En yetkili ağızdan, demokrasiyi amaca ulaşmak için binilecek tramvay olarak gördükleri, yıllar önceden açıklanmıştı zaten. Nihai amaçlarının “şeriat düzeni”ni getirmek olduğunu da hiçbir zaman gizlemediler. “Halk isterse laiklik elbette gidecek” diyen adam, bugün T.C hükümetinin başında oturmaktadır. Cumhuriyeti kuranlara her fırsatta saldıran, onları itibarsızlaştırmak için akıl almaz yalan ve iftiraya başvuran, bizzat Recep Tayyip Erdoğan’ın kendisidir. Atatürk ve İnönü’ye “iki ayyaş” diyerek dil uzatan da odur. Her söyleminde, dini terimleri referan salarak sömüren ve din devleti kurmanın alt yapısını tamamlayan da aynı adamdır. Halkı ötekileştiren, bölücü ve nefreti körükleyici bir dil kullanarak, milli birliğimizi zedeleyen bu Recep Efendi, akıllara durgunluk verecek şekilde, yandaşlarına devletin olanaklarını peşkeş çekmiş ve bu şekilde…

  • ACILI HABER ÖZETLERİ!..

      TürkDilKurumu, padişahımız efendimizin iradesine uygun olarak “darbe” sözcüğünün anlamına “Demokratik yollardan hükümet iistifaettirme”yi de eklemiş… (1) Böylece bir kelimenin anlamı genişletilerek, “demokratik eylemler” de “suç” haline getirilmiş!.. Meclisi toplayıp, AKP iktidarına karşı demokratik muhalefet etmeyi suç sayan yeni bir yasa çıkartmaya gerek kalmadan, tüm muhalifleri “darbeci” olarak yaftalama olanağı elde edilmiş!.. Daha önce de “çapulcu” sözcüğünün anlamını değiştirerek, Başbakana duyulan tepkileri yumuşatmaya çalışan TDK’nun, karşı devrimin hizmetinde, halkı aldatmakla görevli olduğu ortaya çıkmış!.. Hak etmeden, sırf yandaş ve yalaka oldukları için böyle kurumlarının başına getirilenlerin, çoğu zaman da kendiliklerinden işgüzarlıklar yaparak, ortamı baştaki “führerin” faşist uygulamalarına hazır hale getirdikleri, tarih tekerrür eder gibi bir kez daha görüldü!.. *** 2005 yılında ticari…

  • “PKK ASAYİŞ”!..

      “Kendi iktidarında” 26 liralık benzini 100 lira ödeyerek satın alabilen “iki kişiden biri”, Suriye sınırımızda Resulayn İlçesin’deki binalara PKK bayrağı çekilmesi ile şaşkınlık üzerine şaşkınlık yaşadı!.. İşini gücünü bırakıp, Suriye’deki rejimi değiştirmek için tam gün mesai yapan AKP hükümeti, Esat’ın karşısında ağır bir yenilgi aldı!.. Yenilgiyi ilk ilan eden ABD’nin Genelkurmaybaşkanı idi… Başbakan Erdoğan, “Gezi Direnişi” ile başlayıp yurt geneline yayılan muhalefet hareketi karşısındaki acıklı durumunu, Suriye’deki olayları abartılı ve yanlı bir şekilde aktararak gizlemeyeçalışıyor. Hükümet, hızla altından kayan tabanını yerinde tutabilmek için yapay düşmanlık yaratmaktan medet umuyor. “Palalı” gençlik ile istediği sonucu alamayan Erdoğan, şimdi de tencere ve tava çalarak hükümeti protesto edenler hakkında dava açılmasını istiyor… Savaş…

  • AKP DARBESİ!..

    Anayasa Mahkemesinin kararları yasama, yürütme ve yargı organlarını bağlar. Anayasamızın amir hükmü böyle diyor.(1) “Ergenekon Mahkemesi” bu tartışmasız hükmü tanımıyor! Ülkemizin yetişmiş bütün hukukçuları, Anayasa Mahkemesi’nin kararından sonra, tutukluluğun 5 yılı geçemeyeceği hususunda hemfikirler. Başka bir deyişle, tutukluluğu 5 yılı aşan bütün tutukluların, derhal serbest bırakılması gerekiyor… Kör olan “adalet” şimdi de sağırları oynuyor! Anayasa Mahkemesinin bu konu ile ilgili kararı aslında bir tür önlem sayılır… Tutukluluğun 10 yıla kadar uzayabilmesine olanak sağlayan Ceza Muhakemesi Kanununun 252. maddesinin 2. fıkrası idi.(2) Anayasa Mahkemesi, CHP’nin başvurusu üzerine 3. Yargı Paketi olarak bilinen 2 Temmuz 2012 günlü, 6352 sayılı (Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen…

  • DAĞILIN LAN!..

                                “DAĞILIN LAN!.. DAĞILIN, DAĞILIN!…” ABD ve AB Mısır Devrimi ile ilgili olarak “darbe” diyemediler, devrim de demediler. “Darbe” sözcüğünü Y-CHP’nin genel müdürü Kılıçdaroğlu ile Başbakan Erdoğan’a dedirttiler!.. Kılıçdaroğlu, üstüne vazifeymiş gibi, yanına kurmaylarını da alarak alelacele: Askeri darbelerin hiçbir zaman kabul edilemeyeceğini belirterek, direnişçi gençleri “bizim çapulcular” deyip gecikmeli olarak sahiplenirken, Mısır Devrimi’ni de “darbe” olarak yaftalayıverdi!.. Böylece Müslüman Kardeşler‘e ve onların lideri Mursi’ye en anlamlı destek Kılıçdaroğlu’ndan geldi!.. Kılıçdaroğlu, ABD’nin destekleyip yönettiği “Arap Baharı” eylemleri sonucu yönetimden uzaklaştırılan Mübarek için acaba ne demişti? Bu çapsız adam hatırladığımız kadarıyla o hareket için hiçbir zaman “darbe” dememiştir!.. Mursi‘yi koşulsuz destekleyen Katar bile, ilk açıklamasından hızlı bir dönüşle, devrimi destekleyenlerin…

  • YALAN SÖYLENEN HALK HAKARETE UĞRAMIŞ SAYILIR!..

    Reyhanlı’daki saldırıda yaşamını kaybeden vatandaşlarımız için Başbakan Erdoğan’ın “53 sünni vatandaşımız şehit edildi” (1) ifadesini kullanması bilinçli bir tercihtir. Bu durum Başbakanın Gezi Parkı direnişinden sonraki beyanları ile açık seçik ortaya çıkmıştır. Kullanılan bu bölücü dil karşısında Erdoğan’ın planını bir tek Aleviler bozabilir! Mezhepçilik üzerinden yapılan siyasetin en etkili panzehiri laikliği savunmaktır. Alevilerin ısrarla bu çizgide savunma yapmaları şarttır. Aksine Sünniliğe karşı Alevi mezhebini öne çıkarmak, hakim durumda olan Sünni mezhebi azgınlaştırmaktan başka bir işe yaramayacaktır. Siyasal İslam olarak bilinen örgütlü yapı, Sünni mezhep içerisinde yuvalanmıştır. Alevilerin, “Alevicilik” yapmaları halinde, Sünnilerin laiklik karşıtı eylemleri sıradanlaştırılır ve meşruiyet kazanır!.. Bu önemli nokta asla akıldan çıkartılmamalıdır!.. Başbakan’ın, yurttaşların en demokratik hakkı olan…

  • “UMUMİ MÜFETTİŞ” RİCCİARDONE!..

      PKK Cizre’de “Savunma Birlikleri”ni fiilen hayata geçirmiş. Dudak uçuklatan görüntüler internette dolaşıyor.(*) İlk uygulama, “Asayiş” ekibinin “diploma töreni” ile kamuoyuna duyuruldu… Törenden sonra ilçenin çeşitli noktalarında kimlik kontrolleri de yapıldı… Güvenlik kuvvetlerimiz, kör, sağır ve dilsiz; olup bitenden haberdar değiller! Doğu Anadolu ve Güney Doğu Anadolu’da bu rezilliğe paralel bir gelişme daha yaşanıyor… ABD’nin Ankara Büyükelçisi Ricciardone, adeta umumi müfettiş gibi, BDP’li belediyeleri ziyaret ediyor… Kürt belediye başkanları, hükümetten isteyip anlamsız buldukları bazı hususları Ricciardona’den talep ediyor. KCK tutuklularının serbest bırakılması için ABD Büyükelçisinden ricada bulundular… Egemenlik haklarımız tartışmalı hale getiriliyor!. Diğer taraftan, bu talepler, tutuklamaların arkasında kimlerin olduğunu da gösteriyor… Cumhuriyet tarihimizde ilk kez bir yabancı diplomat, resmi makamlardan izin alma…

  • SÖYLEYECEK ÇOK SÖZ VAR!..

     1.) Yalana sığınan hükümet gidicidir Hükümet gerilimden medet umuyor! Şimdi de karanfillere biber gazı ve plastik mermi sıktılar. Her zamanki gibi olayların arkasında “dış bağlantı” arıyorlar. Zira olaylarda CHP’nin aktif rol aldığı iddiaları pek tutmadı. CHP’liler ise pasif davrandığı için parti yönetimine kızgın… MHP hükümetin emrinde zaten. Buna rağmen, gösteriler durmuyor. Erdoğan’ın ne kadar zor durumda olduğunu bu tablo göstermeye yeter. Kim ne derse desin, Erdoğan’ın Afrika gezisi sırasında hükümet kanadından gelen “Şiddete bulaşmayan göstericiler yurtseverdir”, “İşleri çığırından çıkartan polisin gazlı müdahalesidir” saptamaları, AKP’de ciddi bir çatlak yarattı… Hazret gelir gelmez, işleri tersine döndürdü!… Daha önce Ergenekon tertibini protesto edenler için kullandığı “marjinal-terörist” sıfatını, şimdi Taksim Gezi Parkı Direnişi’ne katılanlar…

  • İktidar mitingleri!..

     BİR İKTİDAR KİME KARŞI MİTİNG YAPAR?..  Muhalefetin icraatı olmaz, ayrıca iktidarın yardımcısı da değil. Bu nedenle muhalefete karşı miting yapılmaz!.. İcraat yerine miting yapmaya başlayan bir iktidar, ayaklarının altından toprağın kaçmakta olduğunu anlamış demektir… İktidarın son mitinglerini böyle anlamak gerekir… Odatv’de bir yorum okudum. Başlığı şöyleydi: ABD, Rusya ve Çin “Teyyip gidici”!.. (1) Anlayacağınız, “Erdoğan’ı kimseye yedirmeyiz” mesajının muhatabı bellidir, bize söylenmiş değil!..  Hükümet, bundan böyle dişe dokunur bir icraat yapamayacağını bildiği için, mecburen mitinglere sığınmıştır. Anlaşılan taraftarlarının heyecanını yükseltip, hayali düşmanlar da yaratarak, seçmen tabanını bir arada tutmayı deneyecektir. Erdoğan için başka da bir sermaye kalmamıştır!..  Böylece onu “deliğe süpürme” kararı alan dış güçlere, bende daha iş var mesajını vermek istemektedir…  Bu arada bazı yurttaşların da burnu…

  • MİZAH İLE BAŞ EDEMEZLER!..

      MİZAH İLE BAŞ EDEMEZLER!.. TOMA ve akreplerin en acımasız saldırılarını, zeka ve mizahla karşılayan direnişçilerin amacını kendilerinden daha iyi kimse dile getiremez… “Atatürk’te birleştik” ve “Hükümet istifa” sloganları ile espri yapılmaya çalışıldığını düşünenler, muhalif saflarda gözükleseler de gerçekte AKP iktidarının düşmesini istemeyenlerdir!.. Ya da zekalarında bir sıkıntı aramak gerekir!.. Son yılların en etkili halk hareketini, sıradan bir çevre hareketi gibi göstermek için kolları sıvayanlar çok tanıdıktır!.. Yandaş televizyon kanallarının, direnişin en heyecanlı anlarında, penguenlerle ilgili belgesel göstermelerini anlamak mümkündür. Mecbur kalıp, direnişle ilgili haberler yaptıktan sonra arka arkaya koydukları programlarla, bu haklı hareketin ivmesini düşürmek için ellerinden geleni yapmalarını da garipsememek gerekir! Beslemeler, ilk günlerde demokratik olan bu gösterileri, “darbeye zemin hazırlamak” olarak…