KONUK YAZARLAR
-
HABU DA SANA SON BİR DERS OLSUN!..
Bu yaz tatilinde atımı yükseklere sürmeye karar verdim. Yolculuğa ise kötü bir haberle başladım: Tarih 20 Temmuz 2015 Pazartesi. Canlı bomba Adıyamanlı Şeyh Abdurrahman Alagöz, Urfa’nın Suruç ilçesinde, kesin sonucu açıkladı… Basın açıklaması sırasında; tekbir makamında; 3 kez, aynı sloganı attı ve fitili ateşledi… Kendi ile birlikte; 32 gencin vücudu parçalara ayrılıp, havada uçuştu… Bu nasıl bir inançtır, bu nasıl bir insandır, anlamak mümkün değil!.. Birkaç saat içerisinde; başta gençleri bu hüzünlü ölüme sürükleyenler olmak üzere, tek sermayeleri; insan cesedi üzerinden siyaset yapmak olanlar; sahalara indiler… Bu trajik olay, acımasızca sömürülmeye başlandı… İnsanoğlu hakikatten ilginçtir; yaşama dair bir sözü ve iddiası bulunmayan canlı bomba Şeyh Abdurrahman, attığı slogan ile kendinden önceki canlı bombalara öykündüğünü de itiraf etti…(1) *** Yol düzgün fakat yolculuğum kötü geçiyor; yolu görmeden gidiyorum diyebilirim… Radyolar ha bire, Suruç katliamında ölen gençlerin, cenaze…
-
MUHALEFETİN ‘AKP’Yİ İKTİDARDA TUTMA’GÖREVİ!..
HDP Eş Başkanı Figen Yüksekdağ, “Koalisyon görüşmelerinin 2. turunu AKP ve CHP’nin uzlaşı ile tamamlamasını bekliyoruz” dedi… HDP’nin her şeye hazır olduğunu söyleyen Yüksekdağ, milletin erken seçim istemediğini savundu… BDP, etnik milliyetçi Kürt partisi algısını değiştirmek için, HDP adını alarak güya Türkiye partisi olmaya çalıştı. Siyasi partilerin hedefini, demokratik yollardan siyasi iktidarı ele geçirmek değil mi?.. HDP’nin AKP ile hükümet kurmaya yetecek kadar milletvekili var ama nedense iktidar ortağı olmak istemiyor; hükümeti AKP ile CHP‘nin kursun diyor!.. Kim ne derse desin,MHP, bu dönemin en önemli siyasi aktörüdür. MHP de nedense AKP’nin hükümeti kurmasını istiyor! Kılıçdaroğlu, Bahçeli’ye Başbakanlığı bile önerdiğine göre, Bahçeli isteseydi; kolaylıkla MHP-CHP-HDP koalisyon hükümetini kurabilirdi… *Erdoğan’ı Aksaray’ına hapsetme;…
-
O HAİN FİKİR!..
Edward Joseph Snowden, adlı delikanlı 1983 doğumludur… ABD’nin Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) ve Ulusal Güvenlik Dairesi’nin (NSA) eski bir çalışanı, bilgisayar uzmanıdır… Ele geçirdiği devletin gizli belgelerini, 5 Haziran 2013’ten bu yana yayınlıyor… Snowden, kendisini böyle bir iş yapmaya iten nedeni: ”Halkı, onlar adına ne yapıldığı ve onlara karşı neler yapıldığı konusunda bilgilendirmek” olarak açıklamıştır… Amerikalılar, Joseph’i, “casusluk” ve “hırsızlık” yapmakla suçladılar… Halen, geçici sığınmacı statüsünde Rusya’da yaşamaktadır… Mustafa Kaya, Aydınlık gazetesinin 18 Temmuz 2015 tarihli nüshasında; Snowden’in sızdırdığı son belgelerden birini haber konusu yaptı…(1) Belgeden anlaşıldığına göre, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin PKK’ya karşı yaptığı tüm operasyonlar, baştan beri ABD tarafından izlenip, PKK’ya haber veriliyormuş!.. Söz konusu belge, 2 Mayıs…
-
SAHTE SOLCULAR…
SAHTE SOLCULARDAN KURTARMADIKÇA… Foreign Affairs(1) dergisini ABD Dışişleri Bakanlığı çıkartıyor… Aşağıdaki cümleleri bu dergide yayınlanan “KÜRT BİRLEŞMESİ” başlıklı makaleden özetleyerek yazdım… Makalede herşey o kadar açık ifade edilmiş ki, hiçbir yoruma ihtiyaç duyulmadan “müttefikimiz” ABD’nin dostluğununderecesini en yetkili kurumlarının ağzından öğrenme olanağını bulabiliyoruz… Daha da önemlisi; kendilerini “solcu” olarak tanımlayan pek çok kişinin; emperyalist propagandalarının etkisi altında, genellikle farkında olmadan “HDP’ye barajı atlatma” yalanına inandırılıp kullanıldıklarının kanıtlarına rastlamaktayız… Bugün ülkemizin kaosa sürüklenmesinin başlıca aktörü olan bu insanlar, PKK‘yı Meclis’e sokmakla ülkemizin başını derde soktular. Halk AKP’yi iktidardan düşürmüş olmasına rağmen, “sahte solcular”ın (2) ilkesizliği yüzünden; çoğunluğu teşkil eden muhalefet partileri hükümeti kuramamaktadırlar… Siyasi zemin, adeta AKP’ iktidarının sürdürülmesi için hazırlanmış gibi……
-
TBMM BAŞKANLIĞI…
TBMM BAŞKANLIĞINI AKP’YE HEDİYE EDEN; DEVLET BAHÇELİ DEĞİL, DERSİMLİ KEMAL’DİR!.. CHP ve MHP’nin Cumhurbaşkanı çatı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu MHP tarafından aday gösterilmişken, Y-CHP’nin Baykal’ı aday göstermesison derece yakışıksız kaçmıştır!.. 55 milyon seçmenin “Ekmek için Ekmeleddin’e” oy vermesi için olmadık övgüler dizilen ve “Bugün olsa yine Ekmel Bey’i aday gösteririz” diyecek kadar arkasındadurulan ortak Cumhurbaşkanı adayının, geçerli hiçbir neden gösterilmeden, yüzüstü bırakılması siyasi ahlaka ve ahde vefaya aykırı düşmüştür!.. Üstelik karşısına ihtiraslı ve ayıplı bir milletvekili aday olarak çıkartılmışken… Kaset olayı ile itibarsızlaştırılarak iyice yıpratılmış olan Deniz Baykal’a, MHP’lilerin oy vermesini beklemek, hayal dünyasında gezinmekle eş değerde bir aymazlık ve zeka fukaralığıdır!.. Eğer MHP’liler, böyle ayıplı bir durumu umursamaz kadar vurdum…
-
“SAVAŞA HAYIR” DEMEK İHANETTİR!..
BAZI KOŞULLARDA “SAVAŞA HAYIR” DEMEK İHANETTİ!.. “Zorunlu olmadıkça savaş cinayettir“!!.. Çok doğru bir söz... Zorunlu olmayan savaşa hayır demek gerekir. İnsan olmak bunu gerektirir… Peki, savaş zorunluysa ve yapılmıyorsa o zaman da ihanet olmaz mı?.. Bütün mesele buradadır…. Yani size karşı bir savaş ilan edilmişse, artık bunun kabulü zorunludur! Aksi halde teslim oldunuz demektir… Bu noktada ilan edilmiş bir “savaşa hayır” diyemezsiniz... Bir yere kaçamazsınız!.. “Savaşa hayır” der ve kaçarsanız, halkınıza ihanet edersiniz!.. Demek ki, “savaşa hayır” demeden önce, bize karşı bir savaşın yürütülüp yürütülmediğine bakmamız gerekiyor… “Yakın savaş tehlikesi” ile “örtülü savaşlar”ı da ilan edilmiş savaş gibi kabul zorunluluğu var!.. *** Şimdi Irak ve Suriye sınırlarımıza bakarak bu konuda beyin cimnastiği…
-
İSTERİM VALLAHİ!..
Almanya doğumlu, Yahudi kökenli ABD eski Dışişleri Bakanlarından, ünlü diplomat ve siyaset bilimci Henry Alfred Kissinger: “Kendi içimizdeki hainleri en ağır şekilde cezalandırır, başka ülkelerin hainlerini ise el üstünde tutarız” demiş… Kimin ülkesine hainlik yaptığını anlamak için en kolay yöntem bu itiraftan çıkıyor. Buna göre, ABD’nin el üstünde tuttuğu politikacılara kesinlikle tedbirli yaklaşmak gerekiyor… 7 Haziran seçimlerinden sonra, ABD Türkiye’de hangi partilerin hükümet kurmasını istiyor? Bunun için hangi politikacıları yeniden sahaya sürüyor? Onlar bu “görevlendirmelere” ne diyor? Bugüne kadar savunageldikleri; kırmızı çizgilerden, ilkelerden birden bire nasıl çark edebiliyorlar? Bunun için geçerli gerekçeleri var mı? Artık bu ve benzer soruların yanıtlarını kendimiz bulmak zorundayız… Hepsinden önemlisi, bugüne kadar bir tek başarıları…
-
OYLARI AZALDIKÇA…
OYLARI AZALDIKÇA İKTİDARA GELME ŞANSI ARTAN PARTİ!.. İnegöl Milli Eğitim Müdürü birkaç gün önce ”Cehennem”den Mustafa Kemal Atatürk’ün: “Sıcak diye oruç bozmayın, burası çok sıcak. K.Atatürk” şeklindeki mesajını getirdi… (1) Müdür Mustafa Karaaslan’ın bu paylaşımından; kimlerin Cennet’e, kimlerin Cehennem’e gideceğini, Ulu Tanrı’dan başka bir de kendinin bildiğini Türk halkına iletti… Daha önce ölenlerden, kimlerin Cehennem’de olduğu da bay müdürün bilgisi dahilindedir tabi! Kuran’daki şirk koşma ile ilgili ayetleri bir tarafa bıraksak da durum vahimdir. AKP döneminde milli eğitimin kimlere teslim edildiği ve eğitimin ne hale geldiği bu geri zekalıların saçmalamalarından belli oluyor. Edebilseler kıyamet gününü beklemeden Cehennem ateşini bu dünyada yakacaklar… Mustafa Karaaslan’ın dini “Ilımlı İslam”a ne kadar da benziyor!…
-
HATAYI SAVUNMAYACAĞIZ!..
EN BÜYÜK HATAYI YAPSAK DA EN KÜÇÜK HATAYI SAVUNMAYACAĞIZ!.. 7 Haziran seçimleri öncesinde bir grup Y-CHP’li, HDP’nin barajı geçmesi (terör örgütü PKK‘nın Meclis’e girmesi) için, sinsi bir propaganda yürüttüler. Bu grubun başında Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu, Genel Sekreter Gürsel Tekin ve Genel Başkan Yardımcısı Tekin Bingöl geliyor.(1) Cumhuriyetin ve CHP’nin kurucu felsefesi ile kimliğine ihanet anlamına gelen bu eyleme karşı, küçük bir grup da Meclis’e dördüncü bir partinin girmesi, AKP’nin tek başına iktidar olmasını önleyecekse, Vatan Partisi girsin diyerek, Vatan Partisi’ne oy verilmesini savunmuştur. Bu görüşü savunan CHP üyelerinden biri de benim… Dürüstçe kabul etmek gerekir ki, her iki görüşü savunanlar, CHP Tüzük’ünün 70/A-e ve Disiplin Yönetmeliği’nin 11/A-e maddesine göre partiden kesin ihraç suçunu işlemişlerdir.…
-
BU SON OLSUN!..
Ağır bir özeleştiriye hazırlanmıştım; Kararım kesindi; kendimi asla kayırmayacaktım… 8 Haziran sabahı çok farklı biri olarak karşınıza gelecektim. Bir bakıma sürpriz yapacaktım. İzleyenlerim için dokunaklı bir veda mektubu hazırlamıştım. Paylaşacağım son yazım o mektup olacaktı: Son mektubumda; yıllardır fena halde yanılmışım meğer, çok hatalı değerlendirmeler yaptım, çok çok özür dilerim diyerek,söze girecektim… Çünkü yanıldığımı görerek, bu kadar emeğimin bir işe yaramadığı hissine kapılacaktım… Ne yapayım, hala emeğin en yüce değer olduğuna inananlardanım! Dile kolay 8 yıl, her hafta bir kaç sayfa yazı ile kafanızı şişirmişim! Bu nedenle sözlüğü açtım; üzüntümü ifade edebilmek için özel sözcükler aradım. Öyle ya mademki size bir şey anlatamadım, sorun bende olmalıydı… Yersiz kuşkularımla sizleri de boş…
























