KONUK YAZARLAR

  • DARBELERE DAVETİYE ANAYASASI

    Yeni anayasanın “Cumhurbaşkanının seçimleri yenilemesine karar verilmesi halinde…” diye başlayan 116. maddesi ile Cumhurbaşkanına Meclis’i feshetme yetkisi veriliyor… Reis’in “yalaaaan, yalaaan!” diye bağırmasına bakmayın. Meclis’in feshi ile anlatılmak istenen seçimlerin yenilenmesidir. Buradaki can alıcı mesele, seçimlerin neden yenileneceğidir. Yürürlükteki anayasaya göre; hükümetin güven oyu alamaması ve 45 gün içerisinde yeni hükümet kurulamaması halinde, seçimlerin yenilenmesi gerekiyor. Yani yürürlükteki anayasada; meclisin yenilenmesi için sebep vardır… Yeni anayasada ise, böyle bir sebep yok! Meclisi yenilemek, tamamen Cumhurbaşkanının keyfine bırakılmıştır!.. Kim hazırladı böyle bir anayasayı?! İlk seçimde Cumhurbaşkanı, bir partinin üyesi ve büyük olasılıkla da genel başkanı olacak… Cumhurbaşkanı, partisinin Meclis’te gerekli çoğunluğu sağlayamaması halinde, seçimleri yenileyebilir. 7 Haziran seçimlerinde yaptığı gibi… Çoğunluk…

  • YALANCIIIIII!…

      Reis: “Kandil hayır diyor.” dedikten sona “Kişi sevdikleri ile beraberdir” hadisini okuyarak seçmenine “hayır” diyenlerin terör örgütü PKK ile birlikte olduğu mesajını vermeye devam ediyor!.. (1) Her yalanın alıcısı vardır! PKK için Habur’da “çadır mahkemesi” kurduran asrın liderimizdir. İmralı’da bebek katili Öcalan’la “müzakereler” onun emri ile yapıldı. PKK’nın temsilcileri ile Oslo‘da devleti aynı masaya oturtan Reis’tir. 2013 Kasım’ında: İbrahim Tatlıses ile Şivan Parver’i Diyarbakır’da sahneye çıkartıp; “megri megri” türküsü eşliğinde ağlaşanlar onun çok yakınındakilerdir…(2) 20 Mart 2015 Nevruz’unda: Terör örgütünün flamaları ve Öcalan’nın posteri altında toplanan Kürt halkına, video konferans yöntemiyle Apo’nun mektubu (3) kimin emriyle okutuldu? Bütün bu gerçekler ortada iken; “hayır” diyenleri  “PKK’yı sevenler” olarak itham etmek,…

  • ŞEYH SAİD’İN RUHUNA!..

      Erdoğan ve Binali, “Ey Kılıçdaroğlu” diye söze başlıyorlar ama anayasa değişiklikleri ile ilgili bir şey dedikleri yok… En anlaşılır sözleri: “Yolları böldük ama Milleti birleştirdik”!.. Milleti kim böldü de siz birleştirdiniz? En kolay hedefleri Kılıçdaroğlu’na iki koldan saldırıyorlar: Kılıçdaroğlu: “Cevap verecek mi diye bekliyorlar vallahi vermeyeceğim” diyerek(1) doğru bir strateji izliyor … Tarzan bayağı zorda! Bu defa “mağduriyet ekmeği”ni yiyemeyecekler gibi… *** “Hayır” oylarının önde olmasını sindiremeyen bazı fanatikler, hedef gözetmeden ulu orta sövüyorlar. Şanlıurfa Büyükşehir Belediye Başkanı Nihat Kılıç: “16 Nisan’dan sonra gazetecilerin de a… koyacağız” dedi… (2) Göreceğiz kim kimin… *** AKP’nin, Almanya ve Hollanda ile gerilim yaratıp milliyetçi oyları toplama planı da beklenen etkiyi yapamadı. Erdoğan’ın…

  • “SOYUT ZEKA” BİR ADIM ÖNE ÇIKSIN!..

      16 Nisan‘da “sayım” yapmıyoruz. Çocuklarımızın yaşayacağı rejimi seçeceğiz. Dolayısıyla bugünden görevimiz: Halkoylamasında “hayır”ların sayısını artırabilmek için “evet” diyecek olanların bir kısmını ikna etmektir. İkna etmek, zor ama imkansız değil! İkna edilecek olan kesim, seçmenin yüzde 11-12‘sine karşılık geliyor. Toplam seçmen sayısının 57 milyon (1) olduğu gözönünde tutulursa; ikna edeceğimiz seçmen sayısı 6 milyondan fazladır. Başka bir söyleyişle; AKP ile MHP’nin toplam oyları yüzde 61.4 ettiğine göre (2), bu iki partiye oy verenlerden, en az 6 milyon seçmeni, Erdoğan ve Bahçeli’ye rağmen “hayır” oyu kullanmaya ikna etmek zorundayız. Zorundayız, çünkü başka seçeneğimiz yok! 6 milyon seçmeni ikna etmek için; hiçbir yerden talimat almayan, görev verilmesini beklemeyen, vazifesini bu vahim durumdan…

  • NEYİ OYLAYACAĞIMIZ BELLİ Mİ?

    Patronlar kulübü TÜSİAD açıklama yaptı: “Son günlerde, Türk siyasetçilerin Almanya’daki toplantılarına, kuşkulu gerekçelerle kısıtlama getirilmesi doğru bir tutum değildir” dediler. Almanya, Hollanda ve Avusturya; arka arkaya AKP’li bakanların yeni anayasaya “evet” propagandası yapmasına engel çıkartmaya başladı. Son olarak Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya’nın, Türk Konsolosluğu’na sokulmayarak, adeta pasaportsuz bir kaçak gibi, karga tulumba sınır dışı edilmesi tansiyonu yükseltti. (1) Tek kelime ile utanç verici! AKP’lilerin konuyu “İslam düşmanlığı” ile izah etmeye çalışması, tipik AKP klasiğidir ve fırsatı kaza etmeme olarak değerlendirilmeli. Almanya ile başlayan gerginlik patronlarımızı da endişelendirdi. Onların asıl derdi yeni anayasa değil, muhtemel kazançlarıdır belli!.. O yüzden öncelikle dikkatlerini bu ülkelerle yapılan ticarete çevirdiler.…

  • BÜYÜK TUZAK!..

        Alman yetkili makamlarının Bekir Bozdağ ve Nihat Zeybekçi’nin programlarına izin vermemesinden sonra, (1) Türk yetkililerin Hollanda’da düzenlemek istedikleri etkinliğe de yasak konulması, AB‘nin iç siyasetimize müdahalesinin tipik örnekleri sayılır. Anayasa referandumunda “Hayır” oyu kullanacak olanları “terörist” olarak ilan eden hükümetimizin, AB’yi Türk halkına şikayet etmesi ise tam bir komedidir. “Hayır” diyecek olanlara “terörist” diyerek iftira atacaksınız; kendi ülkenizde her türlü engellemeyi yapacaksınız, sonra da gidip Avrupa ülkelerinde “Evet” propagandası yapmanız engellenince, düşünceyi ifade etme özgürlüğüne sığınacaksınız… Tencere-kapak misali, tam bize göre bir kafa yapısı!.. *** ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından 3 Mart’ta yayınlanan Türkiye İnsan Hakları Raporu‘nda 15 Temmuz darbe girişimi görmezden gelindi. (2) Ancak bu kadarını yapabildiler: FETÖ,…

  • KARŞI TARAFA ÇALIŞMAK!..

    16 Nisan‘a kadar Y-CHP’yi eleştirmemeye söz vermiştim. Sözüm sözdür… Bu demek değil ki, tümünü başımızın üstünde taşıyacağız. “Ekmek için Ekmelettin”in faturasını kim ödeyecek diye sormadık! Birkaç gün önce, anayasa değişikliğine “evet” diyeceğini açıklayan Fetullahçı eski Y-CHP Milletvekili Faik Tunay’ı ise neredeyse unuttuk! Lakin; milyonluk telefon faturalarını fakir halka ödetenleri, dünyanın çevresini birkaç kez dolanacak kadar Hazine’den benzin harcayan milletvekillerini ve onları o makamlara getirenleri, sonsuza kadar görmezden gelemeyiz… O kadar da değil… *** Yaşayarak gördük ki: Reis’i, 15 yıldır aldatmayan kalmadı… “Mizahtır” deyip ne güzel eğleniyorduk. Şimdi başımıza Dersimli çıktı; o, ondan çok daha zeki mi sanki? Belli ki, onu da “bizimkiler” aldattı! Siyasilerin “aldatılması” iyi bir propaganda malzemesiydi, lakin…

  • MEHMET ALİLER!..

    Dünyanın ilk ve tek parasız okulunu yakmak için benzini ateşleyen Mehmet Ali Aligül nerelidir? Sosyal medya hesabından Müjdat Gezen için “peter olsun” dediğini duyanların bir fikri var: “Hemşerindir” dediklerini duyar gibiyim. Ben de farklı görüşteyim: Mehmet Aliler Türkiyelidir. Bizdendirler… *** Mehmet Aliler: Cahil ve cesurdurlar; Türk toplumunun bilindik bir yüzünü yansıtırlar. Son eylemin “kahramanı” Mehmet Ali: Servis şoförlüğü yaparak, 4 çocuğuna bakar. 38 yaşındadır, bijon anahtarını çatal gibi kullanır. O derece kaslarına güvenir… *** Mehmet Aliler: Karakolda şaşabilirler ama hayatta yalan söylemezler. Nitekim söylememiştir de: “Duygularıma yenik düştüm, pişmanım” demiştir sadece… *** Mehmet Aliler: Dün Madımak’ta görev yaptılar, bugün Kadıköy’de mesaideler. Yarın nerede, hangi eylemciye nasıl karşı koyacaklarını kimse bilemez……

  • HENÜZ VAKİT VARKEN…

    22 Ocak’ta CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, “Anayasa değişikliğinin Cumhurbaşkanı tarafından onaylanması halinde saatler içerisinde Anayasa Mahkemesine (AYM) başvurarak düzenlemenin iptalini isteyeceklerini” açıkladı…(1) Son derece doğru ve yerinde bir karardı. CHP, 30 Ocak’ta, AYM’ye başvuru için hazırlık yaptıklarını açıkladı. (2) 13 Şubat günü, Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Anayasa değişiklik paketinin iptali için Anayasa Mahkemesine dava açılmaması çağrısında bulundu. (3) Nedenini açıklamadı! Kılıçdaroğlu, 14 Şubat günü grup toplantısında: “Anayasa görüşmelerinde televizyonları yasakladılar. Meclis genel kurulunda kısıtladılar. Herkesten gizli olarak bir anayasa değişikliğini gündeme getirdiler” şeklindeki haklı ve yerinde olan yakınmasından sonra, “AYM’ye gitme hakkımız vardır ama konu hukuk konusu değil. Halkın egemenliğini koruyacak olan halkın oyudur” diyerek bu yolun…

  • “İKİNCİ REİS”İN MÜTEVAZİ YETKİLERİ!..

      Maşallahı var, bizim Reis çok çalışıyor… Toplu açılış törenleri, sempozyumlar vs. hiçbirini kaçırmıyor… Asla fırsatı kaza yapmaz. Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı’nın (SETA), düzenlediği sempozyumda: “Bunlar da ‘küçük olsun bizim olsun’ diyerek uzun zamandır bu ülkenin ayağına pranga vurarak yola devam etmek istediler. Ama bu dönem artık bitiyor” diyerek, bir dönemin bittiğini ilan etti… Erdoğan büyük adamdır vesselam!.. *** Anayasa değişikliği ile kendisinden sonra “Başkan” seçilecek; büyük olasılıkla da sol görüşlü olacak liderin, yetkilerini de belirliyor!.. Hiç şüpheniz olmasın, Erdoğan’ın “pranga” olarak nitelediği, 100 yıllık parlamenter sistemimizdir. Sıra onu yok etmeye geldi… Yağmurda “iki kişiden biri” ile beraber yürümeye devam ettiğine göre, hedefine ulaşması da çok zor değil!…