KONUK YAZARLAR

  • ECEVİT VE “THE GULEN” HAREKETİ!..

      70’li yıllarda dağlara taşlara adını yazdık. “Tarikat var tarikat var” dercesine “tarikatların iyisi-kötüsü” ayırımına, neredeyse bizim gibi Marksistleri de ikna edecekti! Bu sözlerin Atatürk’ün “Laiklik ilkesi” ne ağır bir darbe olduğu bugün anlıyoruz. O günlerde burnumuz bir karış havadaydı, dolu dizgin “Ak günlere” koşuyorduk. Nereden bilebilirdik 40 yıl sonra, son sürat Ak Parti‘ye toslayacağımızı! Doğu’da henüz keşfedilmemiş Fetullah Gülen adlı sulu gözlü bir vaiz vardı. Halkı hop oturtup, hop kaldırıyordu! İyi bir hatipti. Said-i Nursi’den ezberlediği ağdalı, mesaj taşımayan cümleleri satıyordu. 1954‘te kurulan Komünizmle Mücadele Derneği’nin 1962 yılında açılan Erzurum Şubesi’nin kurucuları arasında yer aldı. Komünizmi hiçbir zaman öğrenemediğine kalıbımı basarım. Hayranları da öyledir… 1966 yılında İzmir Vaizliği’ne atandı.…

  • BOŞ KONUŞAN FOTOĞRAFLAR!

      Deniz Harp Okulu’nun eski Komutanı Tuğamiral Türker Ertürk, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın kendi beyanına göre 30 yıl önce çekilmiş fotoğraflarını “analiz” ederek, siyasi duruşu ile ilgili bir değerlendirme yaptı. Kamuoyu desteği veya baskısı ile genelkurmay başkanı değiştirilmediğine göre, böyle bir değerlendirmenin bugün yapılmasının ne işe yarayacağı sorusuna yanıt arayan Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, ABD ile savaş halinde olduğumuz bir dönemde, bu tür haberlerin TSK’da moral bozukluğu yaratacağını ve “iç cephede bozgun çıkarma” amacıyla, düşmanlarınız tarafından servis edilmiş olabileceğini ileri sürdü… Bu değerlendirmeye gereksiz alınganlık gösteren Türker Komutan, belgeleri “Atatürkçülerin sızdırdığını” söyleyerek, 1991 seçimleri nedeniyle –26 yıl önce- TRT’de yapılan ve tüm siyasi parti liderlerinin katıldığı açık…

  • BİR AFET ÖĞRETMEN!..

    07.05.2017 tarihinde TVNet’te yayımlanan “Derin Tarih” isimli programda Süleyman Yeşilyurt, Atatürk’ün manevi kızı Afet İnan’ı; sevgilisi olarak tanıtmış ve “Afet İnan hiçbir zaman manevi evlat değildir, Çankaya’nın nikahsız ‘firts lady’sidir” gibi skandal ifadeler kullanmıştır. Bu defa sığlık “Derin Tarih” dergisinden geldi. Süleyman Yeşilyurt, Turizm Bakanlığından emekli bir ziraat mühendisidir. O da Fetullah Gülen gibi “komünizmle mücadele derneklerinde” yetişmiş olmakla övünmektedir. Bu kadarı bile, Süleyman’ın nasıl biri olduğunu ve kimler adına iş gördüğünü anlatmaya yeter. *** Aynı programa katılan sözde tarihçi Mustafa Armağan‘a İlber Ortaylı Hoca okkalı bir yanıt verdi: “Bunlar cahil adamlar, ne bilirler tarihi. Bir bok bildikleri yok. Ne okuyacak ne bilecek. Allah’ın hödüğü suratına baksan halde turp sattırmazsın”…

  • “KARŞI TARAFIN SİLAHLARI”

      Kılıçdaroğlu, Bab-ı Ali toplantısında YSK kararından sonra, protesto gösterileri için halkı neden sokağa çağırmadığını: “Karşı taraf silahlıydı. Bu tür duyumlar aldık” sözleri ile açıkladı. (1) Y-CHP’ye bu tür istihbarat nereden akıyor? Yoksa Kılıçdaroğlu falcı mı? Bir daha okuyalım çok önemli: “Karşı taraf silahlıydı. Bu tür duyumlar aldık. Partidaki arkadaşlarla o gece bunu tartıştık. Ve sürekli eylem, protesto gösterileri için vatandaşlarımıza ‘sokağa çıkın‘ çağrısında bulunmadık. Çok vahim olaylar çıkabileceği endişesi nedeniyle bu sorumluluğu almamaya karar verdik.” Ana muhalefet partisinin genel başkanına yakışacak sözler mı bunlar? Sen kimi korkutuyorsun Dersimli? Sen kimin adamısın söylesene! Dersimli Kemal; büyük olasılıkla Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Mehmet Uçum’um İzmir’deki bir otelde konuşmacı olarak katıldığı bir toplantıda: “FETÖ…

  • ‘YÜREĞİNİN KABUĞUNDA YAŞAYANLAR”

    ANADOLU VE RUMELİ MÜDAFAA-I HUKUK CEMİYETLERİ BİRİKİMİ ÜZERİNE KURULMUŞ OLAN CUMHURİYET HALK PARTİSİNİN ÖRGÜTÜ: BOŞ TARTIŞMALARI BIRAKIN!.. ANAYASA DEĞİŞİKLİĞİNE “HAYIR” OYU VERENLERİN HUKUKUNU KORUYUN!.. AYM’den İPTAL KARARI ÇIKANA KADAR, AÇLIK GREVİ DE DAHİL, MEŞRU HER TÜRLÜ EYLEME ÖNCÜLÜK YAPMAK ÜZERE HAZIRLANIN!.. ÖDEVİNİZİ YAPIN… GÜN O GÜNDÜR TÜRK HALKININ SİZDEN BEKLEDİĞİ BUDUR. Halkoylamasının yapıldığı 16 Nisan gününden bu yana Türkiye’nin gündemi değişmedi ve kolay kolay da değiştirilemeyecek!.. Mustafa Armağan adlı densizin Atatürk’e hakaret etmesi, hiçbir tutarlılığı ve gerçekliği olmayan iftiralar ile gündem yaratmaya çalışması tuzağına düşmeyeceğiz!.. Öyle soysuzlara yanıtımızı daha sonra vereceğiz… 841‘den fazla ağır hastanın tutuklu yargılanmasına rağmen, Kadir Topbaş’ın damadının “uyku apnesi” gerekçe gösterilerek tahliye edilmesi önemlidir ama, yeri…

  • DERSİMLİ KEMAL İLE BAYKAL’IN CHP’YE HÜZÜNLÜ VEDASI!..

      Deniz Baykal, 2019 da yapılacak başkanlık seçimi için çantada keklik gördüğü yüzde 49‘un adayını tarif etti:   “Milletin arkasında duracağı, denenmiş biri aday olmalıdır. Uydurma, yapay siyasetçi değil, tabanla ilişkisi olan biri aday olmalıdır. Tayinle değil, seçimle olmalı” dedi…   Denenmiş biri olan Baykal, ana muhalefet olarak görevin CHP’ye düştüğünü belirttikten sonra, adayın belirlenmesinde seçim yapılması gerektiğine vurgu yaptı.   Eşit koşullarda adil bir seçim önemli tabi.   Hele de önseçim parti içi demokrasinin vazgeçilmezidir.   Y-CHP’nin Çankaya İlçesinde yaptığı gibi değil ama.   5 bin civarında Alevi üyenin oylarını blok halinde Alevi adaylara verip, yarışı 5000-0 önde başlatarak, CHP’li olmayan Necati Yılmaz’ı (1) birinci çıkartmayı önseçim kabul edemeyiz……

  • KAPININ ÖNÜNE KONACAK KAPIKULLARI!

      CHP’nin başının belası haline gelen Yüksek Seçim Kurulu (YSK) üyeleri, Anayasanın 79. maddesine göre seçiliyor. 6‘sını Yargıtay, 5‘ini Danıştay’ın genel kurullarına katılanlar seçiyor. Bu genel kurullara katılan yargıçları Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) atıyor. HSYK’nın üye sayısı 13. Adalet Bakanı kurulun başkanıdır, müsteşarı doğal üyesi. Geriye kalıyor 11 üye. 4‘ünü (Ak) partili Cumhurbaşkanı atayacak. Kalan 7 üyeyi TBMM seçecek! TBMM’nde çoğunluk iktidar partisinde olduğuna göre; onları da iktidar partisinin genel başkanı, (yani Cumhurbaşkanı) işaret ettikten sonra seçecekler. Bu konuda şüphe var mı? Demek ki, Danıştay ve Yargıtay’dan “seçilerek” YSK’ya gönderilecek üyelerin belirlenmesinde Reis doğrudan etkili olacak… Yakışır mı, yakışır! Bunda hemfikiriz!.. Öte yandan, yeni Anayasa ile Cumhurbaşkanı’na Kanun…

  • KULLANILMANIN BÖYLESİ GÖRÜLMEDİ!

          AYM Başkanı Zühtü Aslan, AYM’nin OHAL döneminde çıkartılan KHK’leri denetleme yetkisine sahip olmadığını belirtti. Aslan: “Anayasa koyucunun, lafzı, anlamı ve amacı bakımından açık bir şekilde düzenlediği kuralları yorum yoluyla değiştirmek, esasen mahkeme eliyle anayasa değişikliği anlamına gelir” dedi… Bu açıklamadan Kılıçdaroğlu farklı bir şey anladı. Büyük olasılıkla etrafındaki hukukçular tarafından yanlış yönlendirilmiştir. Zira etrafında Halk Partili kalmadı! Aklınca çayın taşı ile çayın kuşunu vuracaktı. Bence AYM “mühürsüz zarflarla” ilgili YSK kararına karşı açılan davaları reddedecektir. Aslan, şimdiden gerekçeyi hazırladı. Gerekçeyi savunma işini de Dersimli Kemal’e bıraktı. O da sazan gibi atladı tabi. Anayasanın 79/2. maddesi: “YSK’nın kararları aleyhine başka bir mercie başvurulamaz” diyor. “Lafzı, anlamı ve amacı bakımından” ne kadar açık ve anlaşılır…

  • 2019 SEÇİMLERİ TEHLİKEDEDİR!

      “Mühürsüz” zarflar ile oy pusulalarının geçerli sayılmasına ilişkin Yüksek Seçim Kurulu (YSK) kararı (1) halkı “isyan” ettirdi. İlk günlerde, dilekçe örneğini ele geçiren soluğu YSK’da alıyordu. Bir ölçüde hukuka güven vardı. Vatandaş hukuka sığınmakta haklıydı! Giderek “gaz alma” programının mağduru olduk: Halkoylamasının “Evet” ile sonuçlanmasından sorumlu olanlara hesap soracak yerde, yine onların yönlendirmesiyle havanda su dövmeye başladık. Siyasetin utanmaz-arlanmaz ağaları, bu durumda bile siyasi rant toplamayı ihmal etmediler. (2) Bıktık, usandık… CHP, HDP ve Vatan Partisi’nin “tam kanunsuzluk” nedeniyle YSK’ya ayrı ayrı verdikleri dilekçeler, beklendiği gibi reddedildiler… (3) Danıştay apayrı havalarda… YSK kararlarına karşı, yargı organlarına başvurulamayacağını hüküm altına aldı! (4) Oysa 2005 yılında: “Davacının iptalini istediği Yüksek Seçim…

  • “KONTROLLÜ DARBE”!..

      “KONTROLLÜ DARBE”, KONTROLLÜ MUHALEFET VE KONTROLSÜZ MAKARNA!..   Kılıçdaroğlu’nun 16 Temmuz Darbe Girişimi için; “Kontrollü Darbe” nitelemesi yapmasının, 16 Nisan Halkoylaması’nda ne derece etkili olduğu bilinemez! Y-CHP‘lilere göre, bu söylem “hayır” oylarını artırmıştır. İç siyaseti yakından izleyenler ise tam tersi sonuç verdiği düşüncesindedirler. Kılıçdaroğlu, “Kontrollü Darbe” ile ne demek istediğini, darbe girişiminin bastırılmasından sonra yaşananlardan örnekler vererek açıklamıştır. Ona göre; AKP iktidarı, bir darbe senaryosu hazırlayarak “tiyatro” gibi Türkiye sahnesine koymuştur. Aradan 9 aydan fazla geçmesine rağmen; bu sakat fikrin kararlı savunucularına Y-CHP içerisinde hala rastlamak mümkündür. Kılıçdaroğlu, “Kontrollü Darbe” tezinin temel dayanağı olarak: Darbecilerin siyasi ayağına dokunulmaması, Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun asıl dinlenmesi gerekenleri çağırmaması, darbe girişimin saati ve…