KONUK YAZARLAR

  • ALLAHAISMARLADIK!

        Kadın cinayetleri, 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü anma etkinlikleri kapsamında gündeme damgasını vurdu. (1) Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda düzenlenen Dünya Kadınlar Günü Programı’nda, “Din adamı diye ortaya çıkıp kadınla ilgili dinde yeri olmayan içtihatta bulunuyorlar” dedi. Cumhurbaşkanının: ”İslam’ın güncellenmesi gerektiğini bilmeyecek kadar acizler” şeklindeki sözleri, gerici-cahil din adamlarını hedef aldı. Bu da Türkiye’de bir ilkti!.. “İslam’ın güncellenmesi”nin, bazı kesimlerce “dinde reform” olarak anlaşılmasından rahatsızlık duyan Reis: “Biz dinde reform aramıyoruz ama önüne gelen böyle çıkıp da kadınlarla ilgili, genç-yaşlı bunlarla ilgili, ileri geri bu tür konuşmaların İslam’a getirdiği lekeyi görmezden gelemeyiz” diyerek “dinde reform” tartışmalarına son noktayı koydu… (2) Anlaşılan bu konu bir süre daha tartışılmaya devam…

  • GARİBAN FETÖ’CÜLER!..

    CHP Konya Milletvekili Hüsnü Bozkurt, Afrin şehidimiz Taha Koç’un cenaze töreninde tabutunu sırtında taşıyan babası Ahmet Koç’un KHKmağduru olduğunu savundu. Sözcü gazetesi de Bozkurt’un açıklamalarını manşetine taşıdı. Haberde: “Bu baba da yüzbinlerce mağdurdan biri olabilir ve mağduriyeti, oğlunun şehit olması ile ortaya çıktı. Taha şehit olmasaydı, KHK mağduru olduğu bilinmeyecekti… AKP’li belediyelerde çok sayıda FETÖ’cü olduğu biliniyor fakat üst organlarda neden kimse işinden olmuyor da hep garibanlar işinden atılıyor. Yazıktır” dendi… (1) Bozkurt’a göre, alt düzeydeki görevlerde çalışan FETÖ’cüler garibandır! Ayrıca KHK ile görevlerinden alınan yüzbinlerce mağdur vardır. Ahmet Bey için ise “mağdur olabilir” diyor. Mağdur mu, mağdur olabilir mi? Bir olasılıktan söz ederek konuşmaya başlayan Y-CHP Milletvekili, “mağduriyeti ortaya…

  • BİYOLOJİK SAVAŞ!..

    Bilgisayarınız elinizdedir. “Wikipedia” ansiklopedisine sorun bakalım, Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) hakkında ne diyecek size. Ben sordum; “daha önce bu konuda açılmış sayfamız yok, siz açabilirsiniz” dedi… Çok ilginç geldi bana! Şeker pancarı ve şeker kamışından üretilen doğal şekerin yerine, insanlara yedirilen NBŞ hakkında dünyanın en büyük ansiklopedisinde bilgi yok… Küresel sermayenin aleyhine yazmak kolay değil tabi!.. *** NBŞ’nin zararları saymakla bitmeyecek kadarmış: Sigaradan bile zararlıymış meğer! Sigaraya karşı savaş açan Uzun Adam, oradan kazandığı sevabı, NBŞ konusundaki günahı ile bitirecek gibi. İnsan metabolizmasında anarşiye neden olan NBŞ, sindirilmeden kana karıştığı için karaciğer yağlanmasına neden olurmuş; “insülin” salgılatmadığı için de tokluk hissi hormonunu uyarmıyor ve aşırı yemeye, (“obezite”ye) sebebiyet veriyormuş. O…

  • DALGA GEÇMİYORLAR!

      ABD Savunma Bakanı James Mattis: “YPG’yi PKK’ya karşı savaştırabiliriz” dedi. (1) Dalga geçmiyorlar: Her ikisi de onların kara gücü değil mi? Aynı karargâha bağlı iki birliği birbiri ile savaştırmak çok mu zor? Komuta kademesi, savaşacak askerlere, sanki karşısında kimin olduğunu açıklamak zorundadır! Askere, savaşır mısın diye de sormazlar… Dolayısıyla, Mattis askeri bir gerçekliğin altını çizdi. Samimi olup olmadığı ise ayrı konudur… Asıl dalga geçilen ve piyon olarak değerlendirilen Kürtlerdir… Bu sözler, komutanlarının kendilerine verdiği değeri gösterir!.. *** ABD, 2019 Bütçesine; Savunma Bakanlığı (Pentagon) için ayrılan paranın 550 milyar dolarını kara gücü PKK/PYD için koydu. Kürtler, sonunda ABD Bütçesine de girdiler! “Eğit donat programı” için 300 milyar dolar, “Sınır güvenliğinin…

  • PARTİ ÜYESİ Mİ?

                  SİYASİ PARTİ ÜYESİ İLE MAHALLE TAKIMI TARAFTARI ARASINDAKİ FARKLAR CHP Tüzük’ünün 5. maddesinin 3. fıkrasına göre; “Partililer; özel yaşamlarında, görevlerinde, işlerinde ve üyesi bulundukları kuruluşlarda, partinin ilkelerine ve doğrultusuna uygun davranırlar ve çalışırlar.” Yani; CHP üyeleri genel başkana uşaklık ve kapı kulluğu yapmazlar! Her üye aynı zamanda parti müfettişi gibi yetkili ve sorumludur. Tüzük’ün 5. maddenin 5. fıkrasına göre; “Parti yöneticileri de bu ilkeleri uygulamakla yükümlü ve sorumludurlar.” Partililer, Tüzük ve Program’ı çiğneyen genel başkan dahi olsa, onu eleştirir ve hesap sorarlar; gerekirse Kurultay’da genel başkanlıktan alırlar!.. Bu yol, delege oyunları ile asla kullanılamaz hale getirilemez. Devam edelim: Tüzük’ün Parti Üyelerinin Görevlerini belirleyen…

  • ALAN EL Mİ VEREN EL Mİ ÜSTTE OLUR?

            <oo0oo>   ALAN EL Mİ VEREN EL Mİ APO’NUN? Ne zaman Kılıçdaroğlu ve Y-CHP’nin PKK/HDP ile ilişkisini eleştirsem; takipçilerimden biri karşıma “Apo, Perinçek ve çiçek” fotoğrafını çıkartır. Sanki eleştirimin “haksız” olduğunu bu fotoğrafla kanıtlayabilecek gibi! Sanki Perinçek’in “yanlışını” göstermek, Kılıçdaroğlu’nun hatasını doğru hale getirebilirmiş gibi. Kılıçdaroğlu, Perinçek’i eskiden Maocu olmakla da eleştiriyor. (1) Sanki Maocu olmak ayıpmış gibi… Asıl ayıp olan Amerikancı olmak değil mi? *** Belli ki, Kılıçdaroğlu CHP tabanını çok saf sanıyor. Perinçek’in Apo’ya çiçek verdiği iddiası kocaman bir yalandır. Aslında Apo, Perinçek’e çiçek vermişti… Dersimli Kemal’in, CHP tabanının, çiçek veren el ile alan elin kime ait olduğunu fark edemeyeceğine inanması ne kadar kötü.…

  • DOĞRU DURUŞ!..

      ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Korgeneral H.R. McMaster ile Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Büyükelçi İbrahim Kalın görüştü. Görüşmenin ardından yapılan açıklama; zekâmızla alay edildiğinin en açık kanıtıdır: “Türkiye ve ABD’nin “uzun vadeli stratejik ilişkileri teyit edilmiş ve iki ülkenin öncelik ve hassasiyetleri ele alınmıştır” dendikten sonra, “terörizmin her çeşidiyle ortak mücadelenin geliştirilmesinin yolları araştırılmıştır” vurgusu öne çıkarılmıştır… “Terörizmle ortak mücadele ha!.” Yalandan kim ölmüş! ABD, stratejik ilişkilerini terör örgütleri ile yürütüyor, diplomatik görüşmeleri ise teröre hedef yaptığı ülkelerle… Türkiye’ye açıktan savaş ilan ettiği halde, bir şey olmamış gibi hala terörizmle “ortak mücadele”den söz ediyor. Görüşmelerden verilen: Direnmeyi bırakın ve teslim olun mesajıdır… *** Bir hafta içinde: Afrin’de 11 şehit verdik, 14 de…

  • “DUR BAKALIM NE OLACAK!”

      CHP’nin 36. Olağan Kurultay’a da “Yeni CHP” yine damgasını vurdu. 1130 delegenin imzası ile genel başkanlığa önerilen Dersimli Kemal’e, 790 oy çıktı. Sandıktan çıkan sonuca göre; 340 delege baskı altında o listeye imza koyduklarını sandıkta itiraf ettiler. 49 delege iki adaya da imza verdi, böylece Muharrem İnce’nin başvurusundaki imza sayısını 114’e düşürerek; geçersiz hale getirdiler. İnce, isyan etti, bu rezilliği “Ali Cengiz” oyunu olarak nitelendirdi… 2014’te yapılan Kurultay’da da durum aşağı yukarı aynıydı: O zaman da Kılıçdaroğlu’nu 944 imza ile genel başkanlığa önerdiler, 204 delege sandıkta oyunu Muharrem İnce için kullanmıştı… Her iki Kurultay’da da ilçe genel kurullarında “özenle” seçtirilen delegeler, kontrol altındaydı! Bu kişiliksiz; ikiyüzlü, en küçük baskı…

  • 36. KURULTAY DELEGELERİNE SON MESAJIMDIR

    Sevgili Delegeler; “Vatanını kurtarmak için örgütlenmiş oluşum” olan YPG‘ye karşı, TSK‘nın yürüttüğü harekat karşısında tutumuz ne olacaktır? TSK’yı desteklersek, vatanını kurtarmaya çalışan “özgürlük savaşçıları”na karşı açılmış bir savaşı desteklemiş olmuyor muyuz?! “Savaşa hayır” dersek; bu defa da toprak bütünlüğümüzün tehlikeye sokulmasına “evet” demiş olacağız! Başka bir ifade ile “Vatan haini” damgasını yiyeceğiz!.. Böyle bir duruma düşersek 2019 seçimlerinde; vatan severlerle “vatan hainleri” sandıkta yarıştırılacaktır!!! Bundan zerre kadar kuşkunuz olmasın. Buna ilaveten seçimler; Alevilerle Sünnilerin seçimi olarak lanse edilecektir… Bunları yaşarak gördük. Milyonda bir ihtimal bile değil ama, diyelim ki, CHP sandıkta çoğunluğu sağladı ve Cumhurbaşkanını seçti. YSK, “Halkın iradesi sakatlandı” diyerek seçimleri iptal edebilir mi? Ederse ne yapabiliriz? Veya; CHP’nin…

  • “GİZLENEN” BİR ORDU!..

    Suriye’nin meşru ordusu ülkesinin kuzeyinden neden çekildi. Kanıtları ile birlikte anlatacağız elbet… Özgür Suriye Ordusu‘nun (ÖSO), TSK yanında Zeytindalı Harekâtına katılması Y-CHP’yi neden çılgına çevirdi! Y-CHP’yi düşman saflarında konuşlandıran geçerli sebepler var mıdır? Açıklayacağız… Çıkarlarımız, yüzde yüze yakın örtüşmesine rağmen, hükümetimiz Esat rejimi ile neden beklenen ilişkiyi kuramıyor? Bu soruya duygusal nedenlere bağlayarak yanıt verilebilir mi? İrdeleyeceğiz… *** Washington yönetiminin bazı birimlerinde, Türkiye’yi bölgedeki radikal terör örgütleri ilebağlantılı gösterme yolunda çalışma yapıldığı gazetelerde haber olur olmaz (1) “Türkiye’dekiAmerika’nın Sesi” işbaşı yaptı! Dersimli Kemal mikrofonu eline alıp: “Afrin harekâtına desteğimiz tam ama Ordumuzun kahramanlığını bir anlamda ÖSO’ya devretmeye çalışıyoruz… Ordu ÖSO’nun arkasına neden gizlenir, hangi gerekçe ile gizlenir?… Ordunun başarısı ÖSO’ya…