KONUK YAZARLAR

  • SANDIK HAKİMİYETİ!..

      Milletin Adamı, 9 Haziran günü AKP Mahalle Başkanları toplantısında uyardı: Sandıklarda görev alacakların ve özellikle de yedek üyelerin erkenden sandık başlarına gelmelerini, diğer partilerden gelmeyenler olursa, onların yerine mecburen kendilerine görev verileceğini, bu şekilde sandıklarda hâkimiyetin sağlanacağını anlattı… “Sandık kurullarında hâkimiyeti biz elde etmiş oluruz. Eğer bunu sağlama alırsak, İstanbul’da başlamadan işi bitirmiş oluruz” dedi… (1) Reis, işini şansa bırakmaz! “Başlamadan işi bitirme” geçmiş seçimler için de geçerli, itiraf hükmünde güçlü bir ifadedir. ‘Prompter’e her kim yerleştirmişse tebrik ederim… Başlamadan iş bitince, atı alan haliyle Üsküdar’ı geçiyor! Atı çalan Üsküdar’ı geçince, muhalefete de Adalet Yürüyüşü yapmak kalıyor. Bu defa yürüyüş kolu Tunceli’ye, Seyit rıza’ya doğru döndürülecek… *** Biliyorsunuz ki,…

  • AÇ KARIN İLE UYUNMUYOR Kİ!..

      Milletin Adamı Sakarya Mitinginde “Türkiye ekonomisi tüm başlıklarda gelişmiş ülkelerden bile çok ileri seviyede” olduğunu ilan ettikten sonra, apolet tartışmasına döndü.   İnce’ye hitaben:   “O paşanın paşası benim, ben Başkomutanım anayasaya göre” diyerek, bir komutanın başkomutanı alkışlamasının normal olduğunu anlatmaya çalıştı.   Ordu ve Yargının siyasete bulaştırılmasını eleştirmek yurttaşlık ödevidir; ne var ki, eleştirinin dozunu kaçırmamak gerekir.   Muharrem İnce’nin tepkisini “apolet sökme” şeklinde dile getirmesi yanlıştı; bu yanlışı aynı kelimelerle sürdürmesi daha da büyük yanlıştır.   Nitekim, İnce’nin bu hatasını iyi değerlendiren Erdoğan, asıl tartışılması gereken konuları geri sıralara atmayı başarabilmiştir…   Milletin Adamı desteksiz atıyor; İstanbul Valiliği’nin düzenlediği iftar yemeğinde:   “Dünyada en az gelişmiş ülkelere…

  • “AF” MI OLDUK “OFFF!” MU?

    Camide iftar açılmasına itiraz edeceksin! Dinin ve dince kutsal sayılan değerlerin kirli siyasete bulaştırılmasına karşı koyacaksın! Kamu malına el uzatılmasına onay vermeyeceksin! Zulme karşı, mazlumun yanında duracak onunla birlikte direneceksin! Hazinenin talan edilmesine sessiz kalamazsın! Vurgundan pay alamazsın! Halktan toplanan vergilerin, yine halka hizmet olarak dönmesine gözcülük yapacaksın, sen bu ülkede misafir değilsin! Halka ait varlıkların “Sosyal yardımlar” adı altında yandaşlara rüşvet olarak dağıtılmasını içine sindiremezsin! Halkı yönetmeye talip olanları özel hayatlarına kadar izleyeceksin; en küçük hatalarını bile görmezden gelemezsin! “Yap-işlet-devret” modeli denen, kitabına uydurulmuş yöntemlerle yandaşların devlet kesesinden zengin edilmesini; haybeden kurdukları işlerin olası zararlarını “Devlet garantisi” ile kapatılıp, gelecek nesillerinin bile lüks yaşam sürdürmelerini şans-kader anlayışı ile izah…

  • BİLDİRGE’YE SERPİŞTİRİLEN HAİNLİKLER!..

      CHP’nin 240 sayfalık Seçim Bildirgesi’ni (1) okudum. İlk bakışta gözüme çarpan ve CHP’ye asla yakışmayan cümlelerin altını çizdim. Bu cümlelerin çağrıştırdıklarını da parantez içerisinde altlarına yazdım… Başlıyoruz: Sayfa:19 “ 15 Temmuz darbesinin kaos ortamını kullanan siyasi iktidar, 20 Temmuz darbesi ile birlikte temel hak ve özgürlükleri askıya almış, bir tek adam rejimi kurmuştur…” (15 Temmuz’un “tiyatro” değil, bir darbe olduğu nihayet kabul edilmiştir.) Sayfa: 26 “AKP’nin Kürt Sorunu’nu çözme vaatlerinin akıbeti de benzer olmuştur… AKP hükümetlerinin çıkarcı ve samimiyetsiz açılımları, seçim dönemlerinde verilip de tutmadıkları vaatlerin ötesine geçmemiştir…” (Doğu ve Güneydoğu’daki geri kalmışlık/bırakılmışlık sorununu, PKK’nın dünyaya “Kürt Sorunu” olarak kabul ettirmek için kullanıldığı terminoloji benimsenmiştir.) Sayfa: 38 “Seçim kanunlarını…

  • KAZANAN PKK OLACAKSA…

        Durduk yerde “Başkanlık sistemi”ni gündeme getiren Bahçeli, hiç beklenmedik bir anda erken seçim de isteyerek, ülkeyi sandığa mecbur etti.   Bahçeli, PKK ve FETÖ dışındaki “kader kurbanları” için af (1) istedi.   Gerekçesi akla yatkın değildir:   Neymiş efendim; mahkûmlar üç vardiya halinde yatıyorlarmış da isyan olabilirmiş de vs vs…   Hükümetin “af gündemimizde yok” açıklamalarına karşı Bay Devlet ısrar etti:   “Sözümüzün arkasındayız” dedi.. (2)   ***   Bahçeli, kader kurbanları olarak tarif edilen mahkûmların, suç sayılan eylemlerinin suç olmaktan çıkartılmasını istemiyor elbette.   Cezalarının infazını durdurarak cezaevlerinin boşaltılmasını öneriyor.   Aftan yararlanacak olanların aileleri ile birlikte sayıları azımsanacak gibi değildir…   Af şeklindeki bir yasal düzenlemede;…

  • Y-CHP’NİN GERÇEK ADAYI MERAL AKŞENER’DİR!

      Reis: “Daha çok özgürlük, daha çok demokrasi, daha adil yargı” dedi… Reis: “Ahtım olsun faizleri ve enflasyonu düşüreceğim, işsizliği azaltacağım” dedi… Reis: “Vergi yükünü daha adil hale getireceğiz” dedi… Daha ne deseydi? Oylarınızı bana vermeyin diyecek değildi herhalde! AKP’nin Türkiye’yi 16 yılda getirdiği uçurumu, bu durumun birinci sıradaki siyasi sorumlusu üç cümle ile özetlemiştir… *** İktidarın başının bu itirafı son derece önemlidir. Zira seçmen muhalefetin sözlerine pek kulak asmıyor: İktidarın yanlışına karşı çıkılması görevdir kuşkusuz; doğru işlere de karşı çıkıldığı için önemli ölçüde inandırıcılık sorunu var. Bu durumun oluşmasında iktidarı elinde tutanların payı çok daha fazladır. Erdoğan, halkı kutuplaştırma siyasetinden yararlanmak için kendisine karşı olan bir kesim de oluşturdu…

  • MİLLET MUHARREM HAMLESİNİ YER Mİ!..

    Kılıçdaroğlu neden adayı olmadığını; “Cumhurbaşkanı tarafsız olmalı” tezine dayandırıyordu. Buna “tez” denirse tabii. Ekenden öten horozun başını keserler bizim memlekette! Ana muhalefetin genel başkanı, sonunda partili Yalova Milletvekili Muharrem İnce’yi aday gösterdi. İnce, CHP rozetini çıkartarak “tarafsız” olabildiyse, Kemal Kılıçdaroğlu neden olamıyor acaba? Sormayalım mı? Bu soruya biri cevap vermeli!.. Uzun süredir duygularının tatmin etmekten başka beklentisi kalmayan CHP seçmeni, bu soruyu hiç ama hiç sevmiyor. CHP’ye kurulan tuzağı göremeyişleri de bundandır… *** Atatürk’ün partisi CHP’nin kurultay delegeleri, iki kez genel başkanlığa aday olan İnce’yi, CHP’yi yönetecek kapasitede bulmayıp, inadına Kılıçdaroğlu’nu seçtiler. İnadına, terslik olsun diye yapılan en basit duygusal eylemdir; istenilenin tersine olan bir duruştur. Sonuçta; duyguların bu şekilde…

  • “BEKA” SORUNU

    Yıllarca birbirlerine ağza alınmayacak sözler söyleyen Erdoğan ile Bahçeli; geçmişe sünger çekip yeni bir sayfa açtılar. Bahçeli, Reis her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alan Erdoğan’ın ayakları altına neden girdin sorusuna, Türkiye’nin “beka sorunu” diyerek cevap verdi. Mevzubahis vatansa gerisi teferruattır! Bahçeli’nin muhalifleri, beka sorunu vardır ama Bahçeli için dediler… *** Küresel güçler, Erdoğan’ın karşısına Cumhurbaşkanı adayı olarak kardeşi ilan ettiği 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ü çıkartmak istediler. Bu iş için görevlendirdikleri adamları: Saadet Partisi’nin Genel Başkanı ile Y-CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu idi. Batı yanlısı olduğunu parti programına yazan Meral Akşener’in de bu ittifak içerisinde yer alacağını düşündüler… İyi Parti’nin iç dengeleri böyle bir ittifakın hayata geçmesine izin vermedi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun…

  • EN ETKİLİ SİYASİ ÇÖZÜM BOYKOTTUR!..

      Erken seçimin mimarı Bahçeli; erken seçimin gerekçesini: Türkiye’nin 3 Kasım 2019’a kadar dayanmasının kolay olmadığına işaret ettikten sonra; “Ya normal tarih beklenecek, ya da milli mecburiyet ve ortaya çıkan meşru gerekçelerden dolayı seçimler erkene çekilecektir” şeklinde açıkladı. Asıl gerekçe; “milli mecburiyetler”dir, “ortaya çıkan meşru gerekçeler”in ne olduğunu anlayan beri gelsin!.. Biri bana milli mecburiyetlere bir örnek versin, söz veriyorum oyum onun veya göstereceği adayındır!.. Bir sorun daha var: Her neyse o milli mecburiyet, seçimle nasıl ortadan kaldırılacaktır? AKP, başka bir partinin iktidara gelip bu sorunu çözmesini mi bekliyor acaba? Hiç olmadığı kadar Mecliste güçlü temsil edilen bir parti, seçimleri erkene almakla daha da mı güçlü olacak? AKP’nin MHP ile…

  • KARAKTERSİZ HAYDUTLAR!

      15 Temmuz Darbe Girişimi’nin arkasında hangi ülkeler vardı? Bu hain girişimde bulunan FETÖ üyelerini koruyup kollayanlar başta; Amerika olmak üzere, İngiltere, Fransa, Almanya ve diğer Batı ülkeleri değil mi? Bu “medeni” ülkeler, şimdi de Esad’ın meşru hükümetini düşürmek ve Suriye’yi bölmek için çabalıyorlar… Son eylemleri; 14 Nisan günü Suriye’ye gönderdikleri 103 füzedir. Saldırı için seçtikleri gün ise son derece manidardır: Miraç Gecesi Suriye’yi bombalayan haydutlar; elinde kimyasal silahlar var yalanı ile dünyayı kandırarak 2003’te Irak’ı işgal ettirip, sonunda Irak Devlet Başkanı Saddam’ı, Kurban Bayramı’nın birinci günü idam ettiler… *** Irak’ın işgal edilmesinden sonra, ABD Dış İşleri Bakanı Colin Powel’a kimyasal silahları sordular: “CIA bizi kandırdı” dedi. CIA, ABD’nin merkezi…