KONUK YAZARLAR
-
İSTANBUL ALTIN TEPSİ İÇİNDE…
CHP’nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’a ilişkin vaatlerini dinledim. İmamoğlu: “İstanbul’un Ankara’dan yönetilemeyeceğini” ve “İstanbul’un kendi anayasası” olması gerektiğini özellikle vurguladı. Bu projenin, Avrupa Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nı (AYYÖŞ) hayata geçirebilmek için hazırlık aşaması olduğu bellidir. Dersimli Kemal de 2011’den önce Hakkari Mitinginde: “CHP iktidarında Yerel Yönetimler Özerklik Şartı’nın çekince konulan tüm maddelerini imzalayacağız” diye açık açık söz vermişti ve bu sözünü 18. Olağanüstü Kurultay’da da tekrarlamıştı. Kılıçdaroğlu, amacının yerel yönetimleri merkezi idareye bağımlı olmaktan kurtarıp, karar ve icra organı haline getirmek istediğini hiçbir zaman gizlemedi. (Görevden alınan HDP’li belediyelerin terör örgütü PKK’ya nasıl lojistik destek verdikleri ve adeta örgütün legal birimi gibi çalıştıkları hafızalarımızda canlılığını…
-
KORKU MU SÜRÜ PSİKOLOJİSİ Mİ?..
Karadeniz’in dağ köylerinde kış geceleri uzundur; ev sohbetleri meşhur. İlkokul öğrencisiydim; gözlerim kapanmasın diye kendimi çok zorluyordum, başarılı olamıyordum. Çoğu kez uyuya kalıyordum ama aklımda kalan hikayeler acayip ilgimi çekiyordu. O gece Dedem konuşuyordu, sanki film izliyordum; sahneler hala gözümün önündedir: -Dört kafadar çalışmak için gittiğimiz Kırım’da, orta büyüklükteki bir fırında iş bulmuştuk. Bana verilen hamur yoğurma işini hiç beğenmedim; nihayetinde Mehmet Ağa’nın tek oğluydum, bedeni olarak çalışmaya pek alışık değildim. Doğrusu söylemek gerekirse, hamur işinden de pek anlamıyordum. “Pencül” (1) ile memlekete dönmeye karar verdik. Boğazı (sanırım Kerç boğazını anlatıyordu) yürüme geçecektik, deniz donmuştu. Tükürüklerimiz havada donup misket gibi buzların üzerinde yuvarlanıyordu. Yanı başımızdaki çoban, sürüsünü karşıya geçirmeye çalışıyordu.…
-
SÖZCÜ SAVUNMAYI BIRAKIP GÖREVİNİ YAPMALIDIR…
Sözcü yazarlarına karşı açılan davanın, “FETÖ davalarını sulandırmak” veya “FETÖ’yü aklamak” amacıyla yapıldığını savunmak, akla ziyan bir tespittir. Zira Sözcü’nün FETÖ ile irtibatını /iltisakını kanıtlara bağlamak imkânsız bir iştir. Hal böyle olunca, bu davanın açılmasındaki amacı başka yerlerde aramak gerekir: Amaç; Sözcü yazarlarını mahkûm etmek olmayacağına göre, AKP iktidarının her zaman yaptığı gibi “gündemi değiştirmek” olduğu son derece açıktır. İktidar gündemi değiştirmekte başarılı mı? Evet… *** Güncel olarak tartışılması gereken konular: -Enflasyonun yüzde 20’lerin üzerinde dolaşması, buna rağmen emeklilerin aylıklarına enflasyonun çok altında artış yapılmak istenmesi, -Asgari ücretin “açlık sınırı”nın altında kalacağının anlaşılması, -2019 Bütçesi görüşülürken, iktidarın 2018 Bütçesini nerelere ve nasıl harcandığının hesabının vermemesi, -TBMM adına denetim yapmakla…
-
ASTANA’NIN FİŞİ!..
“Artık Astana’nın fişini çekme vakti geldi” sözleriyle Türk halkının tepkisini çeken James Jeffrey ABD’nin Suriye Özel Temsilcisidir. Türkiye’yi Astana sürecinden kopartmak amacını gizlemiyor. ABD’ye göre, Astana ruhu küçük bir hamle ile öldürülebilir! Türkiye’yi Cenevre masasına çekebilmek için kim bilir Jeffrey’in çantasında neler vardı. Türkiye ve Rusya’nın girişimi ile yaratılan İdlib’deki çatışmasızlık bölgesinde küçük grupları kışkırtarak barış ortamını bozmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Türkiye sınırında 12 gözlem noktası oluşturarak, kara gücü olarak sahiplendikleri PKK/PYD’ye kalkan oluyorlar. Silah sevkiyatına ise hiç ara vermediler… Türkiye’nin Fırat’ın doğusuna yapacağı olası operasyonu engellemek için kim bilir daha ne yalanlar söyleyecekler… Jeffrey’in son yalanını: “(Gözlem noktalarının) Amacı, taciz ateşi açılmasından vazgeçirmek” olarak kayıtlara geçirdi. (1)…
-
BÜYÜK KUMPASTA SONA GELİNDİ..
İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinde 235 kişinin yeniden yargılandığı davada Duruşma Savcısı 658 sayfalık esas hakkındaki mütalaasını mahkemeye sundu. Cumhuriyet Savcısı Abdurahman Hacısalihoğlu, Ergenekon davasının FETÖ Darbe Girişiminden bağımsız ele alınmayacağını belirterek: “Ergenekon terör örgütü yok” dedi… *** FETÖ üyesi savcılar tarafından hazırlanan (eski) iddianamede: “ADD, ÇYDD, Talatpaşa Komitesi gibi dernek faaliyetlerinin, Aydınlık ve Ulusal Kanal yayınları, ‘Cumhuriyet Mitingleri’ kitlesel eylemlerin darbe amaçlı örgüt faaliyetleri” olarak kabul edilmişti. 15 Temmuz Darbe Girişimi başarılı olsaydı bu faaliyetlere katılan yurtseverlerin tamamı hapiste olacaktı. Mütalaada: “Aynı sosyal ortamda bulunan, aynı dernek/vakıf/parti üyesi olan kişilerin kendi aralarında yapmış oldukları görüşmelerin, HTS kayıtlarının sayısının, siyasi içerikli yazışmalar ve notların mahkemece örgütsel faaliyet kabul edildiği,…
-
BÜYÜRKEN KÜÇÜLÜYORUZ!..
Bahçeli, 31 Mart seçimlerinde “tehlikeler” olduğunu hissettikten sonra: “Önlem alınmazsa Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin ölümcül darbe alacağını” söyleyerek, bir kez daha her türlü milliyetçiliği ayaklar altına alan Reis’in, ayaklarının altına serdi kendini… Hazret, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin “ölümcül darbe” almasını önlemeye çalışıyor! Sistem darbe alırsa, yeniden Parlamenter Sistem’e döneceğimizden korkuyor galiba. Çünkü Parlamenter Sistem’de MHP’nin tek başına iktidara gelme ihtimali var. Onu yok ediyor sağlığında!… *** Gerçekten de Parlamenter Sistem’de, MHP’nin iktidara gelmesi en güçlü ihtimaldi. Zira yüzde 70’den fazlası muhafazakar-sağ görüşlü olan seçmenin, gidebileceği başka parti yok ki. Üstelik, milliyetçilik dünya çapında yükselişe geçmişken. Bahçeli, MHP’nin tek başına iktidar olma olasılığını bilerek ve isteyerek yok ediyor!.. Sanki AKP’yi iktidarda tutma görevi…
-
KARTLARI YENİDEN KARMADAN!..
FETÖ’nün soruları çaldığı 33 sınavla ilgili araştırmalar devam ederken, şu ana kadar sınavda 18 bin kopyacı tespit edildi. Bizim çocukların kamu hizmetlerine neden giremediği şimdi anlaşıldı mı? Kamu hizmetlerinden adeta yasaklı olan bu kesimin, kişisel teşebbüs seçeneği de yok gibidir. Sermayeleri yok! Özel sektör, çalışanlarının sayısını azaltarak ayakta durmaya çalışıyor. Orada da istihdam edilmeleri imkansız görünüyor. Gelecek güvencesinden yoksun olan gençler, ülke yönetimine katkı için zaman ayıra bilir mi? *** Tiyatro oyuncusu Berhan Şimşek bir televizyon kanalında konuşuyor: Dişe dokunur bir şey söylediği yok. Yalnız bir sözü dikkatimi çekti: “AKP yerel seçimlerle geldi, yerel seçimlerle gidecek” dedi… Alkışlar gırla gidiyor… Demek ki, hala bu görüşe inanlar var! Yerel seçimlerle…
-
“DİYANET ORDUSU”!..
Anayasamızın 136. maddesi, Diyanet İşleri Başkanlığının görevlerini “laiklik ilkesi doğrultusunda, bütün siyasi görüş ve düşünüşlerin dışında kalarak ve milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinerek” yerine getirir hükmünü amirdir. (1) 4121 Sayılı Kanununun “Görev” başlıklı 1. maddesi: “ İslam Dininin inançları, ibadet ve ahlak esasları ile ilgili işleri yürütmek, din konusunda toplumu aydınlatmak üzere” Diyanet İşleri Başkanlığının kurulduğunu açıklar. (2) Mevzuat son derece açıktır: Diyanet İşleri Başkanlığı görevlerini yerine getirirken laiklik ilkesi doğrultusunda hareket edecektir. Bütün siyasi görüş ve düşüncelerin dışında kalacaktır. Ve: Milletçe dayanışma ve bütünleşmeyi amaç edinecektir… *** Son Diyanet İşleri Başkanımız Prof. Dr. Ali Erbaş, bir gün sonrası Ulu Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün ölümünün 80. yılı olmasına…
-
BU KAFALAR İLE…
Dokuz Eylül Üniversite’sinin akademik yıl açılışında konuşan Reis: “Türkiye nasıl oluyor da dünyanın en büyük 500 üniversitesi arasında esamisi okunmuyor? Eğitimde alt yapı ve kapasite bakımından büyük mesafe kat etmemize rağman, içerik ve sistemde büyük sıkıntı var” diyerek, hem sordu hem sitem etti. Aslında yakıcı gerçeğin altını çizdi. (1) Reis’e yanıt, Harran Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Taşaltın’dan geldi. Rektör Hazretleri: “Cumhurbaşkanına itaat etmek farz-ı ayn’dir… İtaat etmemek savaştan kaçmak gibi haramdır” dedi. Ramazan Efendi, yüksek lisansını yurtdışında yapmış bir elektrik-elektronik mühendisidir. Dini terimlerle meramını ifade etmesinin bir nedeni vardır mutlaka; esas uğraş alanının pozitif bilim olduğunu gözardı etmemek gerekir!.. *** Hoca Efendinin ne anlatmak istediğini anlayabilmek için “farz”…
-
DERSİMİZ Y-CHP!..
Ana muhalefet Yerel Seçimler Stratejisini açıkladı: “Entelektüel, akademik ve elitist bariyerleri aşıp, sağ partilere oy veren büyük kesimin diliyle konuşacağız” dedi hazret… Konuştu da kerata: “Entelektüel”, “akademik”, “elitist” ve “bariyer” sözcükleri bir cümlede kullandı işte. Bu sözcükler, sağ partilere oy verenlerin dilinde pelesenk mi? “Şecaat arz ederken sirkatin söyler” deyimi ile tıpa tıp örtüşmedi mi bu cümle? *** Adam diyor ki, bu defa da biz sağ partilere oy veren kesimi aldatacağız. Nasıl mı? Biz değişmeyeceğiz, sadece onların dilini kullanacağız. (Değişiyorsan zaten onlardansın, aslı varken bir şeyin taklidini ağzına toprak sürmez!) Adam iddialı; sağ kesimin dilini kullanacağız ve onlar bizi kendilerinden sanacak; sırf bu dil benzerliğinden yararlanarak oylarını bize vermelerini sağlayacağız.…





















