KONUK YAZARLAR
-
“ALEVİLİK” BUGÜN İÇİN SEÇİLME ENGELİDİR!..
AKP’nin “laiklik karşıtı eylemleri” ni tekrar ederek, bunları meşrulaştıran siz oldunuz. 20 yıl boyunca, kamu kurum ve kuruluşlarına “dinciler”in doldurulmasına etkin tepki veremediniz. İmam-Hatiplerden mezun olanlarının imtiyazlı hale getirilmesine ses çıkartmadınız. Fırsat buldukça Kuran kursları açtılar görmezden geldiniz. “Dinsiz” damgası yiyeceksiniz diye ödünüz koptu; dönüp mezhepçiliğe sığındınız. “Dini sembol” olduğu konusunda en küçük bir kuşku bulunmayan “türban”ın TBMM’ne sokulmasına öncülük ettiniz. Öğretim Birliği Yasası’nı, (4+4+4) ile kuşa çevirdiler; “Millet dinini elbette öğrenecek” diyerek destek verdiniz. Cumhuriyet’in “laiklik ilkesi”ne ihanetiniz bu kadarla kalmadı: CHP’nin Tüzük ve Programında “olmazsa olmaz” olarak vurgulanan ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın temel direğini teşkil eden “laiklik ilkesi”ni zedeleyen bütün icraatları köşenizden izlediniz. Ritüel olduğu için Cemevlerinde yapılması…
-
“SATILIK ADAMLAR”!..
Araştırma şirketleri bile var. Alayı “gezici”dir bunların. Birkaç saat içerisinde Türkiye çapında örgütlenmediler mi? Güpegündüz polisin biber gazına limon sıktılar. Tomaların önünde yalı kazığı gibi dikilip durdular. Islandılar, yerlerde süründüler ama dağılmadılar. “Dağılın lan, dağılın… dağılın….” Cibiliyetsizdir bunlar… *** Nasıl demişti o muhterem: “Çalıyorlar ama çalışıyorlar!” Bu ara gerçekten iyi çalıştılar: Ellerinde kahve paketleri ile kapı kapı dolaştılar. Şimdi terfi ettiler: “Enflasyon sepetin”deki maddeleri değiştiriyorlar. Kahve hariç. Vatandaşın ihtiyaçlarını isabetle belirliyorlar: Beyaz peynir yerine “çamaşır mandalı”nı koydular. Kıymanın yerine “toplu iğneyi”… Zekâ süper, Allah nazarlardan saklasın… *** Reis’in bir bildiği vardır elbet! Seçimini meslektaşlarından yapmakla çok iyi etti. Böyle dahiyane bir fikri; bu şahane ikameyi yapabilmek için “ekonomi” okumak gerekir.…
-
CEHALET SEN ÇOK YAŞA!..
Sen en arkadaki; pencereden bakma, burayı dinle!Düzlem: Uzayda bulunan bir doğrunun yön değiştirmeden ve kendi doğrultusunda olmayan hareketiyle meydana getireceği kabul edilen yüzeylere denir.Çember: Bir düzlemde sabit bir noktaya eşit uzaklıkta bulunan noktalar kümesinin oluşturduğu yuvarlak, geometrik şekildir…Çember, bir doğruyu sadece bir noktada keser…Çemberler yan yana getirilince; noktalar da doğru haline dönüşürler...Anlamayan var mı?Tekrar anlatayım mı?.. *** Şişşşşşşşt!Sen ayakkabılarının burnuna bakan adam!Az bu tarafa da bakar mısın?Daha üç gün önce, elin belinde “kenar mahalle karıları” gibi höykürüyordun.Her şeyden bir tek sen anlarmış gibi, ağzını köpürterek nefes almadan konuşuyordun.Bağırıp çağırıyordun, tükürükler saçarak sağa-sola hakaretler yağdırıyordun.Özellikle de sola!..Yaşananlardan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını sorumlu tutuyordun… *** Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu; TEM…
-
YAKIŞTI MI?
İsveç ve Fillandiya NATO’ya üye olmak için resmi başvurularını yaptılar. Üyelik başvurusunun kabul edilebilmesi için bütün üyelerin “evet” demesi gerekiyor. Erdoğan “PKK’ya destek verip bizden destek istemek olmaz” dedi. (1) Erdoğan haklı. Türkiye’nin “terör örgütü” kabul ettiği bir örgüte destek veren ülkeler bizim dostumuz olamazlar. Dolaysıyla bir savunma örgütü olan NATO’da ortağımız olmaları desteklenemez. Erdoğan’ın bu tutumu desteklenmelidir… *** Suriye’de Devlet Başkanı Beşar Esat’a karşı savaşan ve Türkiye’nin de desteklediği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Suriye devleti tarafından “terör örgütü” olarak ilan edilmiştir. *** Yıldırım Beyazit Üniversitesi’nde düzenlenen; bilim, kültür, sanat ve spor şenliklerinde ÖSO üç gün boyunca stant açtı. (2) *** Cumhurbaşkanımızın İsveç ve Fillandiya için söylediği sözleri, Suriye Devlet…
-
İKİNCİ “TIPIŞ TIPIŞ” VAKASI MI?..
6’li Masa’nın da desteklediği; Türkiye’nin birçok ilinden gelen yurttaşların katılımı ile gerçekleştirilen Maltepe Mitingi; CHP’nin gövde gösterisine döndü. Siyaset yasağı Yargıtay’ca onaylanan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, en çok alkışlanan siyasetçi oldu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a da ilgi fazlaydı. Şeker Bayramında Karadeniz gezisi düzenleterek hata üzerine hata yaptırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ise arka sıralarda yer aldı. CHP’deki İmamoğlu muhaliflerinin beklediği oldu! Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen Koronaya yakalandığı için mitinge katılamadı. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de kaza geçirdiği için katılımı sağlayamadı. Bunların dışındaki tüm büyükşehir belediye başkanları ekipleriyle birlikte mitingteydi… *** 6’lı Masa’da yer alıp mitinge destek veren partilere mensup…
-
ŞİFRELER VE “DEŞİFRELER”!..
Yargıtay’ın “onama” kararından sonra, ana muhalefetin lideri konuştu: “Canan Yüreklidir, Canan Cesurdur, Canan Bizimdir!‘” dedi. Biliyoruz, Canan sizindir!.. *** Peki, Canan sizin de 84 milyon halk kimindir? “Adalet terazisi” Canan hanımı biraz fazla tarttı da diğer insanları doğru mu tartıyor? Sıradan vatandaşlar için neden avazınız çıktığı kadar bağırmıyorsunuz? Örneğin: Yaşları 80’in üzerindeki 28 Şubat Davasının sanıkları; yurtsever komutanların tutuklanmaları karşısında parmağınızı neden oynatmıyorsunuz? Onlara yapılan muameleler adalete uygun mudur? “Hak ve nesafet”ten anladığınız bu mudur? Ergenekon ve Balyoz davalarında; “yargı kararlarını bekleyelim” diyen, siz değil miydiniz? Her fırsatta yargı yoluna başvurarak; kıyasıya eleştirdiğiniz yargıdan; daha sonra “adalet dilenen” siz değil misiniz? “Siyasallaşan yargı”dan adalet bekleyerek, onu halkın gözünde aklayan ve…
-
“ŞÜKÜR SANA EY ŞEKÛR”!..
Kim ne derse desin, son günlerin gündemini Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ belirliyor: Sığınmacılar sorununa el attı: Vatandaş açlıktan kırılırken; yabancılara uluslararası fonlardan gelen para 3,5 milyar Avro civarında kalırken, bütçeden aktarılan paranın 100 milyar doları aştığını kamuoyu ile paylaştı. Reis’in karşısına çıkacak adayı da belirledi: Erdoğan’ı yenebilecek en uygun aday, Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’tır dedi… *** Özdağ, sığınmacılar sorununu kısa bir film ile gündeme taşıyınca olanlar oldu: Filmi izleyen İçişleri Bakanı Süleyman Soylu kendini kaybetti; açtı ağzını yumdu gözünü…(1) Ne anlama geliyorsa artık; Özdağ Hocaya: “Hayvandan aşağı” ifadesini kullandı, “Soros çocuğusun” dedi!.. (Eski MHP Milletvekili Sinan Ogan “Soros çocuğu” nedeniyle dava açacağını söyledi.…
-
“GEZİ DAVASI”NDA İLKBAHAR GEZİNTİSİ!..
Giriş: Az da olsa işim gereği katil savunduğum olmuştur. Gün geldi hırsız savundum! Ahlâksız birinin avukatlığını yaptığım da doğrudur… Ama en çok da masumları savundum… (Ne demek istediğimi anladığınızdan yüzde bin eminim; yine de parantez içerisinde küçük bir açıklama yapmam gerektiğini düşünüyorum: Cinayeti, hırsızlığı veya ahlaksızlığı hiçbir zaman savunmadım ve savunmuyorum. Böyle suçları işleyenleri savunmak adaletin gerçekleşmesi için zorunludur. Aksi halde “adli hatalar” sonucu ne canlar yanardı.) *** Görünüşte kişiler olsa da biz avukatlar, aslında her davada “adaleti” savunuruz. Kimse “hak ettiğinden fazla” ceza almasın diye çalışırız. Yani “adaletin yerini bulması içindir” çabalarımız… Tarih boyunca bütün meslektaşlarımın yaptığı görevi budur. Çünkü “adalet” her dönemde, herkesin ortak değeridir, insanlığın vazgeçilmezidir. Gün gelir herkese lâzım olur… *** Yaşamak için…
-
GARO “PAYLAN”SIN!..
Peki, bu defa da istediğiniz gibi olsun! HDP Milletvekili Garo Paylan’ın “Ermeni soykırımı tanınsın” teklifini hiç görmeyelim bugün. HDP’nin, Millet İttifakı’nın “gizli ortağı” olduğuna da girmeyelim. Hatta; Y-CHP Milletvekili Tuncay Özkan’ın, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş için “silâhlı mücadele yanlısı değildir” şeklindeki açıklamalarının yanlış olduğunu kanıtlamaya kalkışmayalım… Demirtaş’ın savunmalarına inanalım. İstediğiniz gibi olsun… *** 6 Ekim 2018 tarihinde HDP’nin “twiter” hesabı üzerinden Kürtleri kışkırtarak sokağa davet eden, bunun sonucunda yaşanan olaylarda 53 kişinin hayatını kaybetmesinin sorumlularını Kandil’de arayalım! HDP’yi “masum” kabul edelim. Ama o zaman da HDP’yi Kandil’in, yani terör örgütü PKK’nın yönettiği sonucuna varırız. Terör örgütünün yönettiği partinin TBMM’nde ne işi var sorusuna cevap bulamayız. Peki, ona…
-
BİR HOŞTUR ALİ KEMAL’LE (1) SOHBET!..
Abdestini yeni almıştı, ceketi omuzlarında asılı kaldı, ayakkabılarının topuğuna basarak giriş kapısına doğru yürüyordu. Belli ki ikindi namazını kılacaktı. Seslendim, döndü geriye baktı. Selâmlaşma ve hal hatır sorma bölümünü atlayarak, aramızda geçen diyaloğu aynen aktarıyorum: –TÜİK’ten başkasının enflasyon rakamlarını açıklamasını yasaklayacak yasa teklifi (2) hazır. Şükür bu günleri de gördük! Bu çalışmayı sen nasıl buluyorsun Ali Kemal’im? -Yasa işinden pek anlamam, “hukukçu değilim” biliyorsun; ihtiyaç duyulduysa elbette yasa çıkartılmalıdır. -TÜİK’in enflasyon açıklamasını açığa düşürecek şekilde, enflasyon açıklaması yapacak ENAG (Enflasyon Araştırma Grubu) gibi “kendinden menkul” girişimlere; 1 ile 3 ay arasında değişen hapis cezaları verilecekmiş. Peki, buna ne buyuruyorsun aziz kardeşim? -Bunlar güya alanında uzman, saygın bilim adamlarından oluşuyorlar ama…