-
104 EMEKLİ AMİRAL YURTTAŞLIK GÖREVİNİ YAPTILAR!..
Kolay etkileniyoruz efendim kolay… 104 emekli amiralin bildirisini okuyunca, haklı buluyoruz. İktidar sözcülerini dinleyince onlara hak veriyoruz. Reis’in ne dediğini bir bilebilsek işimiz kolaylaşacak! Henüz onun kükremesini duyamadık… Neden böyleyiz acaba? Bir defa daha kendi soruma kendim cevap veriyorum: Yurttaş olarak “haklarımızı ve ödevlerimizi” bilmiyoruz… Öz yurdumuzda misafir gibi oturuyoruz.. Açıkçası, pek çok konuda olduğu gibi bu konuda da bayağı cahiliz… *** O halde, önce bu konu ile ilgili hak ve ödevlerimizi öğrenelim: Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanununun 43. maddesi; Silahlı Kuvvetler mensuplarının, Siyasi parti ve derneklere girmelerini, bunların siyasi faaliyetleri ile münasebette bulunmalarını, her türlü siyasi gösteri, toplantı işlerine karışmalarını ve bu maksatla nutuk ve beyanat vermelerini ve…
-
İTİBARDAN HARCAMA OLMAZ!..
İç siyaset meseleleri hakkında bir şeyler yazmak istediğimde, billahi kalem oynatamıyorum. Çözüm önerisi ortaya koymadıktan sonra, yapılan eleştiriler ne işe yarar. Öyle değil mi? Ağlamak, dert yanmak, şikayet etmek veya haber özetlerini sıralamak marifet değildir. Ya bir yol bulup, halka göstereceksiniz ya da yoldan çekilecksiniz! Başka yolumuz kalmamıştır!.. *** Geçen hafta, Brüksel’deki NATO Dışişleri bakanları toplantısının ardından, Avrupa Birliği (AB) liderler zirvesi yapıldı. Sonuç Bildirgesi’nde dikkat çeken hususları görelim: -Türkiye ile “ticari bağların derinleştirileceği” vurgulandı. “Pazar” olarak kıymetimizi biliyor bu Avrupalılar. -Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de hidrokarbon araştırmalarını sürdürmesi halinde, “yaptırımlarla karşılaşılacağı” ifade edildi. Bunu tercüme etmeye gerek yok; ne dedikleri son derece açıktır. -Türkiye’nin 4 milyon Suriyeliye ev sahipliği yapması ise…
-
“GÜNCELLEMELER”İ YÜKLEMEYİ UNUTMAYIN!..
Uluslararası sözleşmelerle elde edilen kazanımlar doğrudan ulusun “egemenliği” ile ilgilidir. Şimdi 2017 yılının aralık ayına gidiyoruz. Reis, Yunanistan ziyaretinden dönüyordu. Uçakta, önceki görüşünü tekrar etme ihtiyacı duydu. Dedi ki: “Lozan devasa bir anlaşma. Gerek görülmesi halinde güncellenebilir” (1)… Lozan (2) gerçekten de devasa bir anlaşmadır. Türkiye’nin tapusu olarak da nitelendiriliyor. TC kimlik kartını hak ederek taşıyorum diyebilmek için 2 nolu dipnotu okuyup özümsemek gerekiyor… Nokta… Lozan’ı “hezimet” olarak değerlendiren bir anlayışın, “güncelleme” isteğini anlamak zor değil. Tabii ki, güncelleme yapabilmek için tarafları bir araya toplamak gerekir. Bir an için, aynı masanın etrafında oturduklarını varsayalım. İlk sözü de bizim delege alsın. Taraflardan yeni “ödünler” mi isteyecek, yoksa verecek mi? Bakın burası…
-
DEFOLUN GİDİN!..
Reis, İstanbul Sözleşmesi’ni feshetti. Kadınlar: “O iş henüz bitmedi” dediler. Meclis Başkanı Mustafa Şentop’a sordular: “Reis, isterse Möntro Boğazlar Sözleşmesi’nden de çıkabiliriz” dedi… *** Anayasamız mealen der ki: Uluslararası sözleşmeler Meclis’in onayı ile yürürlüğe girerler, Cumhurbaşkanının kararnamesi ile ortadan kaldırılamazlar. Aksi fikirden olan hukuk fakültesi 1. sınıf öğrencileri sınıfta kalırlar. Şentop, sınıfta kaldı!.. *** Gerçekten de İstanbul Sözleşmesi’nden bir kararname ile çekildik. Bana göre -usulüne uygun bir şekilde- çekilseydik iyiydi. Ama benim savunduğum çekilme gerekçeleri (1) çok farklı. Burada onları tekrar edecek değilim. Merak edenleri 1 nolu dipnota gidebilirler… *** Böyle bir durum karşısında, kimse tek başına bir şey yapamaz. Muhalif halkın örgütlü gücü muhalefet partileridir. Muhalefet, bu açık anayasal…
-
“TİCARİ SIR” !..
Eski Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın İnstegram mesajı istifasını açıkladığında Merkez Bankası’nın bir gecede 128 milyar doları kaybolmuştu. Herkes bu dolarları kim satın aldı diye sordu? Cevap Albayrak’ın istifası ile verildi… Tartışmalar bir süre daha devam edeceğe benziyor. *** Merkez Bankası Başkanı yine görevden alındı, yerine yenisi atandı. Yine bir gece operasyonu ile 450 milyon dolar satıldı. Satılırken Dolar 7.20 TL idi, sabah 8.20 TL oldu. Yani birileri bu geceyarısı satışı ile 450 milyon lira kazandılar… *** KİM BUNLAR? Bu sorunun cevabını maalesef bulamazsınız. Ben bu soruya ey yordamı ile bir cevap vereceğim: Merkez Bankası’ndan (MB) kimler döviz satın alabilirler? Önce bu sorunun yanıtını bilmek gerekir. Merkez Bankası’nın internet…
-
“BOZKURT” KURALI!
-
İŞİNİZE KARIŞMAK GİBİ OLMASIN DA:
-
EN İYİ KÜRT!..
“BİRLİKTE YAŞAMA İRADESİ” ÜZERİNE SAMİMİ VE BOL ÜNLEMLİ BİR DİYALOG!.. En iyi Kürt ölü olandır fikri yanlıştır; ölüler kalanlara mesaj veremezler. Sağlarla her konuyu açık açık konuşmak gerekir. Samimi bir Kürt vatandaşımız ile yemek molası verdiği inşaatta konuştum. Havadan-sudan, Koronadan, Tek Adam Rejimi’nden ve günlük yaşama dair olan bölümleri geçiyorum. Konuşmamızın sadece ilginç bulduğum “birlikte yaşama iradesi” üzerine olan kısmını veriyorum: … -Türklerle Kürtlerin ortak yaşama iradesi sakatlandı mı da ayrı bir devlet kurmak istiyorsunuz? -Sakatlanmak da ne kelime, tamamen ortadan kalkmıştır!.. -Bu demek ki, ayrılıp Doğu’da bir devlet kurduğunuzda, Batı’daki Kürtlerin oraya yerleşeceğini umuyorsunuz… -!.. -Susmak olmaz, bu soruya cevap vermen gerekir. Dinliyorum: -İsteyen Batı’daki malını mülkünü satıp “Kürdistan”a…
-
HESAP BİZİM İŞİMİZDİR
BİRİNCİ PERDE -Türkiye’nin nüfusu: 83 milyondur. (83.000.000). -Her aileyi ortalama 4 kişi kabul edersek, hane sayımız 83/4= yaklaşık 20 milyonu bulur. İKİNCİ PERDE -Bir ay “tam kapanma” kararı alınsaydı, pandemi ile kolaylıkla başa çıkabilecektik. -Çünkü herkes evinde kalacak ve virüsü taşıyanlar bunu sadece ailelerine bulaştırabilecekti. -Böylece “filyasyon ekipleri” salgını kolayca izleyebilecek ve kontrol altına alınması sağlanacaktı. –İki ay “tam kapanma” uygulansaydı, ve sınırlarımızdan giriş çıkışlar sıkı kontrol altına alınsaydı, salgını tümüyle durdurmak mümkün olabilecekti. ÜÇÜNCÜ PERDE -Gelelim tam kapanmanın maliyetine: Devlet, her haneye 2 bin TL gıda yardımı yapabilseydi, her aile bir ayı sokağa çıkmadan evinde geçirebilirdi. -Acil ihtiyaçların giderilmesi için yine aynı tedbirler alınabilirdi. -Bu şekilde tam kapanmanın maliyeti…
-
“NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE”
Hendek Savaşları’nı hiç yapılmamış kabul ederek yapılan değerlendirmeler, halkı aldatmaya veya zekası ile alay etmeye dönüktür. O bakımdan aşağıda irdeleyeceğim konuya geçmeden önce o günlerde neler yaşadığımızı (1) anımsatmak istedim. Ne diyordu Aslan Sosyal Demokratlar: “Parti kapatmak çözüm değildir.” Peki, çözüm nedir? Onu bilmiyorlar işte! Ya da biliyorlar da koşullar elvermediği için söylemeye korkuyorlar. Biz soralım o zaman: Parti kapatmak çözüm değilse, kapatmamak mı çözümdür?.. *** Terör örgütünün uzantısı olduğu tartışmasız olan bir “partiyi” açık tutmak akıl karı mıdır? HDP, seçimlere girince nasıl bir tablo ortaya çıkıyor unuttunuz mu? Belediyeleri kazanıp, kamu kaynaklarını PKK’ya aktarıyorlar. Kürt çocuklarını kandırıp dağa çıkartıyorlar. Güvenlik kuvvetlerimize saldırıyorlar. İntihar eylemleri yapıyorlar. Yaşlı, bebek demeden kendilerine…