• “CIA, BİZİ DE YANILTTI”!..

    6 Haziran 2021 Muhalefetin ısrarı üzerine TBBMM Başkanı Mustafa Şentop, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya bir yazı yazarak: “Suç örgütü lideri Sedat Peker’den her ay 10 bin dolar alan siyasetçi var” iddialarınız üzerine; elindeki tüm bilgi ve belgeleri, hem adli makamlara hem de Meclis Başkanlığına gönderilmesini istedi. Sedat Peker, 9. Videosunda: “Benim her ay 10 bin dolar yolladığım bir milletvekili yok, daha çok yolladıklarım var” diyerek, Süleyman Soylu’nun iddiasını doğruladı ve açıklık getirdi. 10 bin dolar alan siyasetçinin “milletvekili” olduğunu ve paranın da 10 bin dolardan daha fazla olduğunu söyledi. Biz yine de İçişleri Bakanının beyanlarını esas alarak yorum yapacağız… *** TBMM Başkanı çok doğru bir iş yaptı. Elbette ki, suç…

  • “YANDI GÜLÜM KETEN HELVA”!..

    30 Mayıs 2021 Bana göre Türkiye’nin gündemi: ABD Başkanı Biden’in 2022 Bütçesinden PKK/YPG’ye destek için 552 milyon dolar ayırmış olmasıdır. Yürütmekte olduğumuz tartışmaları, bu yalın gerçekten ayırarak değerlendirmek doğru olamaz. Örneğin; ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman, kendilerinin imzalamadıkları İstanbul Sözleşmesi ile ilgili olarak; “Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden aniden çekilmesi derin bir hayal kırıklığı yarattı” diyerek üzerine “İstanbul Sözleşmesi Bizim” yazılı maske ile poz vermesi bir başka trajikomik çelişkidir. ABD’nin Ankara Büyükelçisi Sözleşmenin 10. Yıldönümünde yaptığı açıklamada çekilme kararı için, “Bu karar bizi çok üzüyor” demesi ise tam bir sahtecilik örneğidir… Kafası çalışan bir insan bu açıklamalar üzerine biraz düşünür. İmzalamadığı bir sözleşmeden bizim çekilmemiz, ABD’yi neden bu kadar çok üzüyor…

  • “BAĞIMLI YARGI”YA BİR KATKI DA MUHALEFETTEN!..

    23 Mayıs 2021 Hakimler ve Savcılar Kurulu (HSK), yargıç ve savcıları mesleğe kabul eden, atama ve nakillerini yapan, yetkileri veren; gerektiğinde soruşturmaları yürüten, disiplin cezalarını veren, görevden uzaklaştıran en yetkili kuruldur. Ayrıntılı görev tanımı ise 6087 Sayılı Yasanın 4. maddesinde yapılmıştır. (1) Danıştay ve Yargıtay üyelerini seçme görevi de kurulun üzerindedir. Anayasanın 140 maddesinde belirtilen, hakimlik ve savcılık mesleğinin esaslarını belirleyen, 6087 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanunu 11.10.2010 tarihinde kabul edilmiştir. İki daire halinde çalışan kurulun Başkanı Adalet Bakanıdır. Adalet Bakanı Yardımcısı da kurulun üyesidir. Kurulun toplam 13 üyesinden 4’ünü Cumhurbaşkanı seçer… *** HSK’ya TBMM’nce seçilecek üyeler, Anayasa ve Adalet Komisyonları üyelerinden kurulu Karma Komisyonda belirleniyor… Aday adaylığı için…

  • “SANIK SİZİN, BAŞKA SORUM YOK”!..

    16 Mayıs 2021 Sedat Peker, “çıkar amaçlı suç örgütü kurmak”, “hürriyetten yoksun bırakmak” ve “evrakta sahtecilik” gibi suçlardan, İstanbul 9. Ağır Ceza Mahkemesince 14 yıl, 5 ay, 10 gün hapis cezasına çarptırılmış bir hükümlüdür. Pan-Türkizme (Türkçülük) dayanan siyasi görüşleri ile tanınır. Ülkücüler arasında oldukça destekçisi vardır. Onu tanıtmaya kendi sözleri ile devam ediyorum: “Menzil Tarikatı’nın Şeyhi Raşit Muhammet Erol’un elini öpme şerefine nail oldum. İsmail Ağa Cemaati Lideri Mahmut Efendi Hazretleri’nin elini öpme şerefine nail oldum. Erenköy Cemaati Lideri Hikmet Efendi Hazretleri’nin elini öpüp hayır dualarını alma şerefine nail oldum. Şeyh Nazım Kıbrıs-i Hazretleri’nin hayır duaları ile yolladığı hediyeleri alma şerefine nail oldum. Bu dört cemaate karşı kalbimde yoğun bir…

  • “KUTUPLAŞTIRMA TUZAĞI”NA DÜŞMEYELİM!.

    9 Mayıs 2021 1 Mayıs günü gösteri yapanlara müdahale eden polislerin (1) görüntüsünü kayda alan TV muhabiri engellendi. Elindeki kayıt cihazı (telefon) yere atılıp çiğnendi… *** Böyle bir olay ülkemizde ilk defa olmuyor. İlk defa olan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bu eylemi yapan polisi sahiplenmesi ve polisin tutumunun hukuka uygun olduğunu savunmasıdır… İçişleri Bakanı diyor ki; polisin eylemcilere müdahalesinin, “ses ve görüntüsünü” kaydetmek, “özel hayatın gizliliği ihlal suçu”nu oluşturur. Polisin mi eylemcinin mi özel hayatının gizliliği ihlal ediliyor? Bu yazının sonunda ortaya çıkacak! *** Soylu, polislerin eyleminin 27 Nisan günü dağıtılan 2021/19 sayılı Genelgeye; Genelgenin de Anayasaya uygun olduğunu savunuyor. (2) Başka bir ifade ile ses ve görüntü kaydetmeye çalışan…

  • YOLUMUZ DENİZLERİN YOLUDUR!…

    6 Mayıs 2021 DENİZLERİN YOLU HANGİ YOLDUR? BUNU YAZDIKLARI BİLDİRİDEN ÖĞRENELİM: Deniz Gezmiş ve arkadaşları 31 Ekim 1968 günü SAMSUN’dan “Mustafa Kemal Yürüyüşü”nü başlatmışlardı… Tıpkı Mustafa Kemal gibi… O da 19 Mayıs 1919’da büyük yürüyüşünü başlatmamış mıydı!?.. Vatanın kurtuluşunu başardı, Cumhuriyeti kurdu, bir bir Devrimleri uygulamaya koydu… Lakin ömrü vefa etmedi. Genç denecek bir yaşta sonsuzluğa yürüdü… Mustafa Kemal’in milyonlarca takipçisi vardı. Fakat karşı devrimciler ile emperyalistler de boş durmuyordu. Bir şekilde adamlarını yönetime getirdiler. (Hala da yönetimdeler ya…) Bunu fark eden 68 Gençliği, Deniz Gezmiş’in önderliğinde ve Mustafa Kemal’in gösterdiği yolda mücadeleye başladı. En önemli ve anlamlı eylemleri: “Tam Bağımsız Türkiye İçin Mustafa Kemal Yürüyüşü” idi… Yayınladıkları bildiride; neden…

  • ÖZEL HAYATIN GİZLİLİĞİ!..

    2 Mayıs 2021 tarihli gazeteler yazdı: 1 Mayıs günü gösteri yapanlara müdahale eden polislerin (1) görüntüsünü kayda alan TV muhabiri engellendi. Elindeki kayıt cihazı (telefon) yere atılıp çiğnendi… *** Böyle bir olay ülkemizde ilk defa olmuyor. İlk defa olan, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bu eylemi yapan polisi sahiplenmesi ve polisin tutumunun hukuka uygun olduğunu savunmasıdır… İçişleri Bakanı diyor ki; polisin eylemcilere müdahalesinin, “ses ve görüntüsünü” kaydetmek, “özel hayatın gizliliği ihlal suçu”nu oluşturur. Polisin mi eylemcinin mi özel hayatının gizliliği ihlal ediliyor? Bu yazının sonunda ortaya çıkacak! *** Soylu, polislerin eyleminin 27 Nisan günü dağıtılan 2021/19 sayılı Genelgeye; Genelgenin de Anayasaya uygun olduğunu savunuyor. (2) Başka bir ifade ile ses ve…

  • EMPERYALİZMİN DEĞİŞMEYEN TAKTİĞİ: BÖL, YÖNET VE YUT!..

    25 Nisan 2021 “Model ortak” olduğumuz “dost” ve “stratejik müttefiğimiz” ABD’nin son Başkanı Joe Biden, 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımladı. 1915’ten bu yana 106 yıl geçti. “Soykırım” kavramı 1948’de imzalanan “Soykırım Sözleşmesi” ile literatüre girdi. Sözleşmelerin hükümleri yasa hükümleri gibidir. Demokrasi havarisi geçinen ABD, “yasaların geriye yürümezliği” kuralını, 1915 olayları için yok saydı. AİHM, 15 Ekim 2015 tarihinde Perinçek-İsviçre Davası ile ilgili verdiği kararda; Ermeni Tehciri kararından sonra yaşanan olayların “soykırım” olarak nitelendirilemeyeceğine hükmetmişti. Bir olaya “soykırım” diyebilmek için o ülkenin ulusal mahkemelerinin veya uluslararası bir ceza mahkemesinin kararı gereklidir. Dolayısıyla meşru bir zeminde 1915 olaylarını “soykırım” olarak tanımlamak olanaklı değildir… *** Her 24 Nisan öncesinde, bu defa ABD Başkanı…

  • 128 NE Kİ!..

    18 Nisan 2021 Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan: “128 milyar doların bir bölümü kasadadır, bir bölümünü salgında kullandık” dedi. Erdoğan sadece AKP Genel başkanı değil, Cumhurun da başıdır ve aynı zamanda da başkomutandır. Sözüne inanacağız elbette. Ve de her zeminde onu savunacağız. Haa! Ne kadarı kasadadır diye soruyorsanız, o başka… Birazdan o soruya cevap verecek bir “bürokrat” getireceğim karşınıza… *** Nam-i diğer “Jöleli” uzun süredir gözlerden ıraktı. Gerçek adı Yiğit Bulut olan bu zat ekonomisttir, tıptan anlamaz! Söz sırası geldi sahne aldı: “Merkez Bankasının hiç 128 milyar doları olmadıki…” dedi. Kestirip attı! Aferin delikanlıya… *** AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ, hukukçudur ve 4 dönem AKP milletvekili olarak Mecliste yerini…

  • “UKRAYNA KRİZİ” VE ULUSAL DURUŞ!..

    “En büyük hatayı yap ama en küçük hatayı savunma” sözünü, bu yazıda da hatırlatacağım. Amirallerin duyurusu ile ilgili olarak yüksek yargı organları; Yargıtay ve Danıştay’ın görüş açıklamaları hiç yakışık almadı diyemiyorum. Bu dönemde böyle bir açıklama pek yakıştı doğrusu: Kamuoyuna görüşlerini bildiren kahraman amiraller hakkında, gözaltına alma ve soruşturma başladığına göre dava açılması da kuvvetle muhtemeldir. Yüksek yargıçlar, ileride “temyiz” edilmek üzere önlerine gelecek o dava ile ilgili görüşlerini (kararlarını) peşin olarak açıkladılar. Eskilerin deyimi ile ihsas-ı rey’dir bu. (1) Yargıcın hükümden önce görüşünü doğrudan veya dolaylı olarak belli etmesi halinde davaya “tarafsız” veya “önyargısız” yaklaşamayacağı kabul edilir ve bu durum “hakimin reddi” (2) sebebidir. Dolayısıyla o davanın açılıp da…