• ZURNANIN “ZIRT” DEDİĞİ YERDEYİZ!..

    Büyük usta karısına yazdığı mektupta: “ Ölüm bir ipte sallanan bir ölü. Bu ölüme bir türlü razı olmuyor gönlüm. Fakat emin ol ki sevgili; zavallı bir çingenenin kıllı, siyah bir örümceğe benzeyen eli geçirecekse eğer ipi boğazıma, mavi gözlerimde korkuyu görmek için boşuna bakacaklar Nâzım'a!” diyor. (1) Dünya nüfusunun yüzde 23’ünü oluşturan Müslümanların, ki bunların sayısı 1 milyar 570 milyonu geçiyor, dini İslâm’a göre, insan (adam) öldürme fiili: “İnsanların birbirine karşı işlediği en ağır suç ve günahtır.” Hemen bütün dinler ile ahlaki öğretilerde ve hukuk düzenlerinde ağır bir dille kınanıp yasaklanmış ve yaptırımlara bağlanmıştır. Kuran’da; “haksız yere birisini öldürenin onun günahını da yüklenerek büyük bir vebal (günah) üstlendiği ve âdeta…

  • BİR “AJAN”IN ANALİZİ!

      O uygulama tee 2008 yılında başladı. İktidarda bildiğiniz gibi iki kişiden birinin oyunu alan AKP vardı. 14 yılda 8 defa varlıklılarla “barış” yaptı. Benim gibi pek çok kişi, doğal olarak bu “barış”la ilgilenmediler. Zamanları vardı ama bazı kavramlara yabancıydılar. Uzmanları da yeterince dinleyemediler… *** Buna gerek de yoktu: Zira “barış”yapmak için ne “savaş” halindeydiler ne de birileriyle “küs”tüler. Ayrıca varlıklı da sayılmazlardı. Bu yüzden “Varlık Barışı” onlar için bir şey ifade etmiyordu. Bu konudaki haberlere kulak bile kabartmadılar… “Hocalar”ın “sakız oruç bozar mı?” sorusuna verdiği yanıt ile diziler ve “Survivor” izlemeyi daha eğlenceli buldular… *** Yıllar geçti gitti. 2022’ye dayandık: Daha önce, Gelir Vergisi Kanununa eklenin Geçici 93. madde…

  • BİZİM “TROLL”LER NEYLERSE GÜZEL EYLER!..

    İsmailciğim; Güzel kardeşim benim: Şimdi sana, seninle aynı işi yapan bir ”dava arkadaşı”nın itiraflarını okutup, birkaç soru soracağım. Önce merakını gidereyim; bu arkadaşının kim olduğunu söyleyeyim: Adı: Orhan’dır, Soyadı: Sarıkaya Soyadını bizim Sarıkaya yaylasından almış değil, peşin peşin onu belirteyim. Beni tanırsın, bu işlerden biraz anlarım; orta grupta yer alan bir internet kullanıcısıyım. Bu adamın ne dediğini anlamak için 3 defa “Wikipedia” ansiklopedisine baktım. Zira kullandığı sözcüklerin bir çoğunu Türk Dil Kurumu’nun Sözlüğünde bulamadım. İnanmadın değil mi? O zaman sen de bak… Sözlük senin… (1) *** Orhan kardeşimiz diyor ki: Ben Sabah gazetesi, ATV ve Ümraniye Belediyesi’nde çalıştım. Sizden (yani iki kişiden) biriyim. Orhan’ın asıl işi Sosyal Medya’daydı, belirteyim. CHP…

  • ARKADAŞLARIMA “İĞNE” İLE UYARILAR!..

    Sen: Fahri, gözümün içerisine öyle aval aval bakma. Sizler: Aydın, Şahap, Mustafa ve Yılmaz… Arkanıza yaslanıp dinleyiniz. Ve dahi: Adnan, sen de elindeki kalemle oynamayı bırak. Sizler: Sayın Ömer, Sayın Ahmet ve Sayın Sedat… Sizin için de söyleyeceklerim var. Eski yoldaşlarım: Nihat ile Cemil arkadaş… Yerdeşim Erdoğan. Öteki mahalleden: Refik, Süleyman ve Yusuf gardaş… İsimlerini burada yazamadığım her biri birbirinden çok değerli vatandaşlar. Unutulduğunuzu sanmayınız. Ama asıl İsmail ile Faik’e söyleyeceklerim var: *** İleride sorumlu tutulacağınız eylem ve söylemleriniz, kendi paylaşımlarınızda var. Gün gelecek, tuttuğunuz o kayıtlar ile yargılanacaksınız. Ayrıca kanıtlar aramaya ihtiyaç duyulmayacak! Boşuna avukat arkadaşlarınızı arayıp da yormayın. Bizim yapabileceklerimiz çok sınırlıdır. Ah şu kanıtlar ahhh… Teknoloji sayesinde…

  • “ALEVİLİK” BUGÜN İÇİN SEÇİLME ENGELİDİR!..

    AKP’nin “laiklik karşıtı eylemleri” ni tekrar ederek, bunları meşrulaştıran siz oldunuz. 20 yıl boyunca, kamu kurum ve kuruluşlarına “dinciler”in doldurulmasına etkin tepki veremediniz. İmam-Hatiplerden mezun olanlarının imtiyazlı hale getirilmesine ses çıkartmadınız. Fırsat buldukça Kuran kursları açtılar görmezden geldiniz. “Dinsiz” damgası yiyeceksiniz diye ödünüz koptu; dönüp mezhepçiliğe sığındınız. “Dini sembol” olduğu konusunda en küçük bir kuşku bulunmayan “türban”ın TBMM’ne sokulmasına öncülük ettiniz. Öğretim Birliği Yasası’nı, (4+4+4) ile kuşa çevirdiler; “Millet dinini elbette öğrenecek” diyerek destek verdiniz. Cumhuriyet’in “laiklik ilkesi”ne ihanetiniz bu kadarla kalmadı: CHP’nin Tüzük ve Programında “olmazsa olmaz” olarak vurgulanan ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın temel direğini teşkil eden “laiklik ilkesi”ni zedeleyen bütün icraatları köşenizden izlediniz. Ritüel olduğu için Cemevlerinde yapılması…

  • “SATILIK ADAMLAR”!..

    Araştırma şirketleri bile var. Alayı “gezici”dir bunların. Birkaç saat içerisinde Türkiye çapında örgütlenmediler mi? Güpegündüz polisin biber gazına limon sıktılar. Tomaların önünde yalı kazığı gibi dikilip durdular. Islandılar, yerlerde süründüler ama dağılmadılar. “Dağılın lan, dağılın… dağılın….” Cibiliyetsizdir bunlar… *** Nasıl demişti o muhterem: “Çalıyorlar ama çalışıyorlar!” Bu ara gerçekten iyi çalıştılar: Ellerinde kahve paketleri ile kapı kapı dolaştılar. Şimdi terfi ettiler: “Enflasyon sepetin”deki maddeleri değiştiriyorlar. Kahve hariç. Vatandaşın ihtiyaçlarını isabetle belirliyorlar: Beyaz peynir yerine “çamaşır mandalı”nı koydular. Kıymanın yerine “toplu iğneyi”… Zekâ süper, Allah nazarlardan saklasın… *** Reis’in bir bildiği vardır elbet! Seçimini meslektaşlarından yapmakla çok iyi etti. Böyle dahiyane bir fikri; bu şahane ikameyi yapabilmek için “ekonomi” okumak gerekir.…

  • CEHALET SEN ÇOK YAŞA!..

    Sen en arkadaki; pencereden bakma, burayı dinle!Düzlem: Uzayda bulunan bir doğrunun yön değiştirmeden ve kendi doğrultusunda olmayan hareketiyle meydana getireceği kabul edilen yüzeylere denir.Çember: Bir düzlemde sabit bir noktaya eşit uzaklıkta bulunan noktalar kümesinin oluşturduğu yuvarlak, geometrik şekildir…Çember, bir doğruyu sadece bir noktada keser…Çemberler yan yana getirilince; noktalar da doğru haline dönüşürler...Anlamayan var mı?Tekrar anlatayım mı?.. *** Şişşşşşşşt!Sen ayakkabılarının burnuna bakan adam!Az bu tarafa da bakar mısın?Daha üç gün önce, elin belinde “kenar mahalle karıları” gibi höykürüyordun.Her şeyden bir tek sen anlarmış gibi, ağzını köpürterek nefes almadan konuşuyordun.Bağırıp çağırıyordun, tükürükler saçarak sağa-sola hakaretler yağdırıyordun.Özellikle de sola!..Yaşananlardan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanını sorumlu tutuyordun… *** Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu; TEM…

  • YAKIŞTI MI?

    İsveç ve Fillandiya NATO’ya üye olmak için resmi başvurularını yaptılar. Üyelik başvurusunun kabul edilebilmesi için bütün üyelerin “evet” demesi gerekiyor. Erdoğan “PKK’ya destek verip bizden destek istemek olmaz” dedi. (1) Erdoğan haklı. Türkiye’nin “terör örgütü” kabul ettiği bir örgüte destek veren ülkeler bizim dostumuz olamazlar. Dolaysıyla bir savunma örgütü olan NATO’da ortağımız olmaları desteklenemez. Erdoğan’ın bu tutumu desteklenmelidir… *** Suriye’de Devlet Başkanı Beşar Esat’a karşı savaşan ve Türkiye’nin de desteklediği Özgür Suriye Ordusu (ÖSO), Suriye devleti tarafından “terör örgütü” olarak ilan edilmiştir. *** Yıldırım Beyazit Üniversitesi’nde düzenlenen; bilim, kültür, sanat ve spor şenliklerinde ÖSO üç gün boyunca stant açtı. (2) *** Cumhurbaşkanımızın İsveç ve Fillandiya için söylediği sözleri, Suriye Devlet…

  • İKİNCİ “TIPIŞ TIPIŞ” VAKASI MI?..

      6’li Masa’nın da desteklediği; Türkiye’nin birçok ilinden gelen yurttaşların katılımı ile gerçekleştirilen Maltepe Mitingi; CHP’nin gövde gösterisine döndü. Siyaset yasağı Yargıtay’ca onaylanan CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, en çok alkışlanan siyasetçi oldu. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’a da ilgi fazlaydı. Şeker Bayramında Karadeniz gezisi düzenleterek hata üzerine hata yaptırılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ise arka sıralarda yer aldı. CHP’deki İmamoğlu muhaliflerinin beklediği oldu! Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen Koronaya yakalandığı için mitinge katılamadı. Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek de kaza geçirdiği için katılımı sağlayamadı. Bunların dışındaki tüm büyükşehir belediye başkanları ekipleriyle birlikte mitingteydi… *** 6’lı Masa’da yer alıp mitinge destek veren partilere mensup…

  • ŞİFRELER VE “DEŞİFRELER”!..

    Yargıtay’ın “onama” kararından sonra, ana muhalefetin lideri konuştu: “Canan Yüreklidir, Canan Cesurdur, Canan Bizimdir!‘” dedi. Biliyoruz, Canan sizindir!.. *** Peki, Canan sizin de 84 milyon halk kimindir? “Adalet terazisi” Canan hanımı biraz fazla tarttı da diğer insanları doğru mu tartıyor? Sıradan vatandaşlar için neden avazınız çıktığı kadar bağırmıyorsunuz? Örneğin: Yaşları 80’in üzerindeki 28 Şubat Davasının sanıkları; yurtsever komutanların tutuklanmaları karşısında parmağınızı neden oynatmıyorsunuz? Onlara yapılan muameleler adalete uygun mudur? “Hak ve nesafet”ten anladığınız bu mudur? Ergenekon ve Balyoz davalarında; “yargı kararlarını bekleyelim” diyen, siz değil miydiniz? Her fırsatta yargı yoluna başvurarak; kıyasıya eleştirdiğiniz yargıdan; daha sonra “adalet dilenen” siz değil misiniz? “Siyasallaşan yargı”dan adalet bekleyerek, onu halkın gözünde aklayan ve…