-
UYSA DA ÇORUM UYMASA DA!..
Bir kimse en fazla kaç defa Cumhurbaşkanı seçilebilir? Anayasa’nın 101/2. maddesi bu sorunun yanıtını: “Bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı seçilebilir” diyerek hiçbir tereddüte yer vermeyecek şekilde vermiştir. İstisnasını da 116. maddede belirtmiştir: “Cumhurbaşkanının ikinci döneminde Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmesi halinde Cumhurbaşkanı bir defa daha aday olabilir.” Demek ki, Meclis tarafından seçimlerin yenilenmesine karar verilmezse ,Erdoğan bir daha aday olamaz… Nokta!.. *** Ana muhalefet partisinin lideri Kılıçdaroğlu: “Hukuken tablo ortada. Kendini mağdur gibi konumlandırması, ona koz vermek anlamına gelir” diyerek, Erdoğan’ın adaylığına karşı çıkılmayacaklarıın söyledi… Buna da nokta! *** Bu aralar başı eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş cinayeti ile meşgul olan Cumhur İttifakı’nın orta direği…
-
SİHA-İHA, OHA-AHA!..
“Ebabil Ordusu”nun komutanı Emin Şen (Kod:Eminimsi): “Anıtkabir 2023’te yıkılacak” buyurdu. İçerlerinde benim arkadaşlarımın da olduğu 8000 kişilik güruh, klavye başı yapıp bu aşağılık mesajı dağıttılar… Kafa kirada olunca kullanılamıyor! O halde: Hayırlı cumalar değerli Ebabiller, hayırlı cumalar!.. Emin’in ağabeyleri de mealen: “2023’te Lozan bitecek, gizli maddeler yürürlükten kalkacak ve madenlerimizi çıkartmaya başlayacağız; Türkiye uçacak” diyerek bugünlere geldiler. 2023’e girdik çok şükür; Lozan yerinde duruyor, madenler de öyle, Türkiye ise hiçbir yere uçmadı… *** Kurtuluş Savaşı sırasında İngiliz İstihbarat Subaylarının, Kuvayı Milliyecilerin arkasından Türk halkı gitmesin diye, masa başında hazırladıkları itibar suikastı niteliğindeki yalanları, önce Dr. Rıza Nur’un “Hayatım ve Hatıratım” eserine monte, ardından da British Museum’a teslim ettiler. Olayın tanıklarının…
-
“CİNAYET MAŞASI”NDAN YÜKSELEN SESLER!..
Bir taraftan yakalanan şüphelilerin ifadeleri kamuoyu ile paylaşılıyor, diğer tarafta yüksek makamlardaki değerlendirmeler. Şüphelilerin ifadeleri ile uzman değerlendirmelerini, internette bulup okuyabilirsiniz. Ama benim paylaşacaklarımı hiçbir yerde göremezsiniz. İster “araştırmacı gazetecilik” deyin, ister aklınıza başka şeyler getirin!.. Beni duyuyor musunuz? Duyun, duyun… Duymanızı istiyorum; zira ben, büyük harflerle konuşup, yüksek sesle düşünüyorum… Birinci Bölüm Başkan: Toplantıyı açıyorum. Kendi aranızdaki konuşmaları kesin. Bütün arkadaşlar arkaya yaslanıp dikkatlice dinlesinler. Başlıyoruz: Bildiğiniz gibi 30 Aralık mübarek Cuma günü, Ankara-Çankaya-Çukurambar-Kızılırmak Mahallesinde eski Ülkü Ocakları Genel Başkanlarından, Hacettepe Üniversitesi Atatürk İlkeleri ve İnkılap Tarihi Enstitüsü Öğretim Üyesi; aynı zamanda eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Doç. Dr. Sinan Ateş, menfur bir cinayetle hayattan kopartılmıştır. Olayla ilgisi olduğu…
-
SİNAN ATEŞ’İN ARDINDAN!..
“2023’ün herkese huzur ve mutluluk getirmesini diliyorum” diyerek başlayacaktım yeni yıl mesajıma. Boğazımda düğümlendi: Biraz sahtekarlık var gibime geldi bu mesajın içinde. Biraz da korkaklık var dedim kendi kendime. En iyisi kafamda dolaşan mesajı değiştirmektir. Dürüst olmak gerekir… *** Öyleyse, önce etrafı kolaçan etmeliyim. Yakınlarının ve arkadaşlarının ne dediğine bakmalıyım. Ülküdaşlarının değerlendirmeleri çok önemlidir. Onlara daha bir özenle göz atmalıyım… *** Satır aralarında saklanmış, katili işaret eden bir şeyler bulabilirim. Cinayetten kim zarar gördü, kimlere yarar bu tür cinayetler onları da hesaba katmalıyım… Ama önce, deliller karartılmadan olay yerine bakmalıyız. Katil, biraz sonra yaptığı işin sonuçlarını görmek için olay yerine gelecektir. Belki de hiçbir yere gitmemiştir. Örümcekli-kiralık kafaların içerisindedir. Engellenemez…
-
NE ÖDENMEZ DİYET BORÇLARINIZ VAR!
Kim ne derse desin, Cumhur İttifakı’nın temel direği MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’dir. Bahçeli seçimini yaptı: Mitinglere başladı; her gittiği yerde afişler bile aynı. “Adayımız belli, kararımız nettir” diyerek, [1] önce ülkücülere aday tartışmasını yasakladı. “Lider-teşkilat-doktrin üçlemesi ona bu olanağı sağlıyor. Gerisi çorap söküğü gibi gelir zaten!.. Geliyor da… *** Bahçeli, Millet İttifakı’ndaki sıkıntıyı görüp, onlara da doğru adayı gösterdi: “Tercihim sınıf arkadaşımdır” [2] dedi. Kemal Kılıçdaroğlu’nu işaret etti. Eksik olmasın, bizim cepheyi de bayağı rahatlattı… *** Nihayet Reis de sahaya indi. O da Kılıçdaroğlu’na “aday ol” [3] dedi. Kılıçdaroğlu’nu karşısına aday olarak oturtamazsa, halkın şu soruların yanıtını vermek zorunda kalacak: Halktan topladığın vergiler, dışarıdan aldığın borçlar ve özelleştirmelerden…
-
“AZGIN AZINLIK”!..
Ekim 2019’da İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, davet edildiği Fransa’nın Strasburg kentinde düzenlenen Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresinde konuştu. İBB Başkanlığı Seçimleri’nin iptal edilmesini eleştirdi ve özetle; “seçimle gelenin seçimle gitmesi gerektiğini” savundu. [1] Bunu duyan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu: “Avrupa’ya gidip Türkiye’yi şikayet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek. Bu iş o kadar bedava değil” [2]sözleri ile İmamoğlu’nu hedef tahtasına yerleştirdi. İmamoğlu da bu eleştiriye karşılık: “Ben lafa bakarım laf mı diye, bir söyleyene, adama bakarım adam mı diye… 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır…” [3] dedi. *** Bu diyalogta Soylu’nun İmamoğlu’na “aptal” dediği, buna karşılık İmamoğlu’nun da Soylu’ya aynı sözcükle karşılık verdiği tartışmasızdır. Lakin…
-
SAPIKLIK “İSLÂMİ DEĞER” MİDİR?
Takvimler 29 Şubat 2004’ü gösteriyordu. 6 yaşında koca (ayı)ya verilen H.K. Gümüşel o günü şöyle anlattı: “Annem saçlarımı taradı; babam elimden tuttu, diğer elimde bebeğim vardı, alt kattaki medreseye indik. Orada tanımadığım iki adam daha vardı. Babam müride Kadir İstekli ile nikahımızı kıydı. O iki adam nikah şahidimiz oldu.” (1) Türkiye gündemine oturan H.K.G’nin hikayesi böyle başladı işte. Bir gün sonra olanları şöyle ifade etti: “Abim beni Kadir’in odasına götürdü. Kadir bana, ‘oyun oynayalım mı’ dedi. Mindere yüzüstü yatmamı istedi. Fermuar sesi duydum. Ayaklarımda bir şeyler hissettim. Bana bizim evlendiğimizi söyledi.” H.K.G, anlatmaya devam etti: “İstismar 7-8 yaşlarında iken Sakarya’da devam etti… 2012’de 14 yaşında rahatsızlanınca beni kadın doğum polikliniğine…
-
İKİNCİ YÜZYILA GİRERKEN!..
3 Aralık 2022 günü Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda CHP’nin “İkinci Yüzyıl Vizyon (1) ” toplantısı yapıldı. Toplantıda konuşulanlardan yola çıkarak “vizyon” sözcüğünün anlamını bulmak kolay değil. Ama “vizyon” sözcüğünün anlamına bakarak, toplantıda ne konuşulduğunu ve toplantının amacının ne olduğunu anlamak mümkündür. “İkinci yüzyıla çağrı toplantısı”nda Kılıçdaroğlu’nun “köklü değişim” vurgusu dikkatimi çekti. Kılıçdaroğlu, “köklü değişim” ile ne anlatmak istendiği açıklanmadı. Bay Kemal, “Köklü değişim” yerine, “devrim” (2) sözcüğünü de kullanabilirdi. Nedense bu iddialı sözcüğünü kullanmaktan kaçındı… *** Asıl dikkatimi çeken “70 kişilik bir kadro” ile “siyaset üstü birlik” kurulacağının ilânıydı. “Siyaset üstü birlik” ne demektir? Halkın iradesini seçilmiş siyasetçiler temsil edecekken, bir de onların üstünde “politbüro” gibi bir…
-
SURİYE DERSLERİ!..
20 Kasım 2022 günü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başkent Doha’daki 2022 FIFA Dünya Kupası’nın açılış törenine katılmak üzere Katar’a gitmişti. Davetliler arasında Mısır Cumhurbaşkanı Abdülfettah El Sisi de vardı. Erdoğan’la Sisi’nin samimi bir şekilde el sıkışması, bayağı ses getirdi… Okyanus ötesinin sessizliğine bakmayın siz, asıl endişelenen onlardır!.. *** Bu buluşma vesilesiyle Mısır’la olan ilişkilerimiz yeniden tartışılmaya başlandı. Biz de tartışacağız ama önce muhataplarımızı tanıyalım. Abdülfettah El Sisi: 3 Temmuz 2013 tarihinde Mısır Cumhurbaşkanı Muhammet Mursi’nin devrilmesi ile sonuçlanan darbenin ardından fiilen ülkenin başına geçmişti. 26, 27 ve 28 Mayıs 2014’te yapılan ve katılımın yüzde 40 olduğu seçimlerde, oyların yüzde 97’sini alarak Cumhurbaşkanı seçildi. Erdoğan, bu seçimin sonuçlarını tanımadığını açıklamıştı! Bu yüzden: 2016…
-
BİR GARİP KIZ: AHLAM ALBASHIR”…
(Ehlem Elbeşir) Geçmiş 40 yılda ABD’nin “istihbarat paylaşımı” tuzağında çırpınan bir av gibiydik. Ne zaman PKK’ya karşı operasyon yapmaya karar versek; ABD’ye de haber veriyor ve onların verdiği istihbarata göre harekete geçiyorduk. Çok sonra anladık ki, ABD’li yetkililer bizim operasyon yapacağımız haberini PKK’ya ulaştırıyor ve önlem almalarını sağlıyorlardı. Pilotlarımız boş dağları bombalıyorlardı. ABD’liler “tam isabetle bütün hedefleri vurdunuz” diyerek bizi pohpohlamaya devam ediyorlardı.. Gerçekte dağı-taşı vuruyorduk, PKK’lılar önceden hazırlanmış mağalarında gizlenip, operasyonun bitmesini bekliyorlardı. Karadan hareket eden askerlerimiz geçiş yollarını konulan mayınlarda bacaklarını kaybediyor ve şehit oluyorlardı… *** Yöneticilerimizin haklarını yemeyelim; şehitleri askeri hava alanlarından kargo uçaklarıyla törenle uğurluyorlardı. Şehitlerin evlerine büyük boy Türk bayrakları asılıyor; yörenin en yüksek rütbeli…