• DÜŞMANIN AĞZI İLE KONUŞANLAR!..

      TSK‘nin en gözde komutanlarının yargılandığı Ergenekon Davasında esas hakkındaki mütalaanın okunması ile birlikte, Ankara’da bombalar patlatıldı. Hükümet, bombalarla “Ergenekon Terör Örgütü” arasında bağlantı kurmaya çalıştı fakat DHKP-C ‘nin olayı üstlenmesi ile bu plan tutmadı… Suriye muhalefetinin İstanbul’da toplanması ve toplantıda Kürt kökenli ABD vatandaşı Gassan Hito’nun “geçici hükümet başbakanı” seçilmesi de aynı zamana denk getirildi. Teksas’ta yaşayan kovboy Hito, 62 üyenin 35’inin “evet” oyunu alarak Suriye’ye “başbakan” seçildi!.. İnançlı bir Müslüman olan Hito’nun, İslami eğitim veren bir okulla bağlantılı olduğu da söyleniyor. Bu yönü ile Müslümanlara cihat çağrısı yapabileceği umuluyor!..  Buna karşın, Suriye Halk Meclisi Üyesi, Meclis Ulusal Uzlaşma Komisyonu Başkanı Ömer Ossi, Suriye’deki bütün etnik ve mezhepsel grupların…

  • GÖNÜL KIRAN BİR MEKTUP!İ

              OSLO TUTANAKLARI             İMRALI TUTANAKLARI   Sevgili Yoldaşlar; Bazı arkadaşlarımız ülkemiz işgal altındadır diyorlar. Fakat bu defaki işgal, bildiklerimizden  biraz farklı. Bu defa düşmanın silahlı kuvvetleri ülkemize gelmemiş. Onların görevini bizimkilere yaptırıyorlar. Şanlı Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yurtsever subaylarının çoğu, Balyoz ve  Ergenekon Davaları denen tertiplerle içeri tıkılmışlar. Savcılar, her biri için bir kaç kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına çarptırılmalarını istiyorlar… Savunma görevini yapmaya çalışan avukatlarını dövmeye kadar geldi sıra…. Ülkemizde ses çıkartmak çok kolay değil artık. Aydınlar, yazarlar, çizerler bu hazin duruma ilişkin en küçük bir imada bulunduklarında, açlıkla terbiye ediliyorlar.  Başbakanlık emri ile derhal  işlerine son veriliyor… Emniyetimiz teslim alındıktan sonra, o da devleti teslim almış  durumda… Anlayacağınız…

  • Y-CHP’YE VERİLEN GÖREV!..

          CHP‘nin Anayasa Uzlaşma Komisyonu masasında oturması, Cumhuriyeti yıkma projesine meşruiyet zemini hazırlıyor. Masum gibi gözüken bu durum, Cumhuriyet düşmanları tarafından sürekli kullanılıyor. TBMM “kurucu meclis” olarak seçilmiş değil, buna rağmen AKP tarafından kurucu meclis gibi çalıştırılmak isteniyor. Böylece Meclis’e yetkisi olmayan işler de yaptırılacak! Milletin yeni anayasa yapmak için seçtiği kurucu meclis, hiç kuşku yok ki, yeni bir anayasa yapabilir. Yeter ki, halk seçtiği kişilerin yeni bir anayasa yapacağını bilsin. “Kurulu meclis” ise, Anayasa’da yazılı kurallara bağlı kalarak, ancak anayasa değişikliği yapabilir. Zira kurulu meclise, sil baştan yeni bir anayasa yapma yetkisi, mevcut anayasa ile verilmemiştir. Yetkisiz bir meclisin yaptığı anayasa ise meşru kabul edilemez. Bugünkü meclis,…

  • “SAYIN” APO!..

    35 bin sivil, 8 bin güvenlik görevlisi (asker ve polis) olmak üzere; toplam 43.000 insanın ölümünden sorumlusun… 43 bin anayı ağlatma kararını sen verdin! 30 yılda sadece 8 ana için önce ağlatma sonra da kaçırdığın çocuklarını serbest bırakarak sevindirme kararı verdin… Adaletine hayran olanların gözünün içerisine bakmak isterim!.. Kabul ediyoruz, “Analar ağlamasın” formülünü sen buldun. Bu formülünü en çok işleyen ana muhalefetin lideri oldu. Ne yalan söyleyeyim; formülün son 8 ana için geçerlidir. Onlarca yıldır ağlayan ve mezara kadar ağlayacak olan 43 bin ana için ne düşünüyorsun, çok merak ederim! Onlar için de bir şeyler yapacaksınız herhalde!..   Bir zamanlar Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisiydin, bilirsin yasalarımıza göre, “adam kaçırmak” çok ağır…

  • GÖREVLERİMİZİ YAPIYOR MUYUZ?

      CHP İstanbul İl Örgütü’nün 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü için düzenlediği etkinliğe katılan CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, ”Barış sürecinde kadınların rolü ne olmalı” sorusuna “Çözüm sürecine kadınlar destek vermeli. Barış toplumun ortak talebidir. Barışı hep beraber desteklemeliyiz” cevabını vermiştir…  Kılıçdaroğlu’nun, “açılım” konusunda hükmetten farklı düşünmeyen Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’den sürpriz bir şekilde randevu isteyerek, ikinci Kürt açılımı sürecine müdahale etmesini istemesi, parti tabanında şaşkınlık yarattı. Bazı CHP milletvekilleri Kılıçdaroğlu’nun “açılım masasında yer arama” anlamına gelecek bir tutum izlemesinin, partiye zarar verdiğini savunmuşlar. Grup Başkan Vekil Emine Ülker Tarhan: Açılımın teröre destek kattığını ileri sürerek, “Çocuklarımızın geleceğinden endişeliyim… Bugün yapılanlar teröre değer katmış, demokrasi umudunu azaltmıştır” diyerek, Genel Başkan Kılıçdaroğlu’ndan farklı düşündüğünü kamuoyuna açıkladı… Eski Genel Başkan Baykal da sessizliğini bozup,…

  • ERDOĞAN’I KURTARMAK-II

      Kabul etmek gerekir ki, Erdoğan cahil bir adamdır. Geçen birkaç hafta içinde yurt dışında ve yurt içinde cahilliğine 3 kez vurgu yapılmıştır. Doğru bir tespit yapıldığından olacak ki, oralı bile olmadı. Erdoğan, dünyada “cehaleti” sermaye olarak kullanabilen tek siyaset adamıdır ve kabul etmek gerekir son derece de başarılı sayılır!.. Erdoğan’ın, Avusturya’da 5. Medeniyetler İttifakı Forumu‘nda söylediği, “Tıpkı siyonizm, antisemitizm gibi, tıpkı faşizm gibi İslamofobiyanın da bir insanlık suçu olarak görülmesi kaçınılmaz hal almıştır” sözlerine, Yahudi çevrelerinden kınama yağdı. Recep Bey’in umurunda bile değil. İsrail Gazetesi Jeruselam Post‘un haberine göre, İsrail Dışişleri Sözcüsü Yigal Palmor, Erdoğan’ın bu demecine ilişkin “sadece cehaleti yansıtan içi boş sözler” yorumunu yaptı. Recep Bey tınmadı…

  • ERDOĞAN’I KURTARMAK-I

    Imrali_Tutanaklari   Bugün itibariyle 75 milyon Türk Milleti tehdit altındadır!.. Başbakan ise daha ağır bir tehdit altındadır… Bu nedenle o da Türk Milletini tehdit ediyor!.. PKK’nin lideri, bebek katili Apo bile, İmralı’dan ABD adına tehditlerini sürdürüyor: ”Ne ev hapsi, ne de af bunlara gerek kalmayacak. Herkes, hepimiz özgür olacağız. Şunu bilin ki bu hamlem komployu boşa çıkaracaktır. Ben komployu aşıyorum. Başarılı olursam, Ne KCK tutuklusu kalır ne başkası. Bu olmazsa 50 bin kişiyle halk savaşı olacak. Ölen ölecek, ben karışmıyorum.”(1) diyebiliyor!.. Bu kadar ağır baskılar nedeniyle Başbakan’ın alacağı kararlar, vatana ihanet düzeyinde olsa da artık mazur görülebilirler!.. Biliyorsunuz tehdit altında işlenen suçlar affedilebilirler!.. Başbakanımızı kurtarmak, bu Yüce Milletin boynunun borcudur artık… Zira, “nakavt” durumuna…